20100830

2010 FIBA || Birinci Gün: İkinci Maçlar


Rusya v Porto Riko: 75-66

Maçın başında bir rezalet yaşandı. Milli Marş seromonisi sırasında ilk olarak Rusya Milli Marşı çalındı; problem yok. Ardından sıra Porto Riko'ya geldi. Bir marş başladı fakat oyuncularda bir şaşkınlık, taraftarlarda n'oluyor?! hali. Anlaşıldı ki çalınan Porto Riko marşı değildi. Yapılan küçük bir araştırmanın ardından ellerinde Porto Riko milli marşının olmadığı anlaşılmış. Rezalet, başka hiçbir şey değil.

Maça Rusya çok iyi başladı. Porto Riko'yu sert savunmalarıyla zorladılar ve kendi düşük tempolarını bu süratli atletlere kabul ettirdiler. Özellikle içerde Ramos'la Mozgov arasında zaman zaman sertleşen mücadele epey heyecanlıydı. Arroyo'dan da beklediğini alamayan Porto Riko'da dizginleri eline alan Barea oldu.

İçeriye yaptığı penetrelerle Rus savunmasının dengesini bozdu. Savunmada ise alan yaparak Ruslar'ın kısıtlı olan hücum varyasyonlarını iyice düşürmeye uğraştılar.

Barea inanılmaz bir tek kişilik dev kadro gösterisi sundu. 25 sayı 4 asist. Hemen her pozisyonda bir şekilde Ruslar'ın dengesini bozdu. İçeriye girdi, potaya yüklendi, atamasa bile Ramos gibi kolunu kaldırdığında çembere değen bir pivotun varlığında hücum ribaundlarından takıma sayı şansı kazandırdı.

Ama tüm maç sadece onun sırtındaydı ve hiçbir fayda alamadıkları Arroyo'nun da olmayışı bir yerden sonra Barea'nın ve Porto Riko'nu düşmesine neden oldu.

Öte tarafta Monya'nın 16 sayı, 7 ribaund ve 4 asistlik performansı, 10 sayı ve 11 asistle takımı resmen yöneten Ponkrachov'un yanında tamamlayıcı oldu. Ruslar kısa dönemler haricinde hep maç içerisinde kaldılar, Porto Riko öylesine yaptıkları alan savunması karşısında da bir yerden sonra çözümler sağladılar özellikle Ponkrachov'un paslarıyla.

Kanada v Lübnan: 71-81

El Khatib'in über performansı ve 31 sayısı kuşkusuz ki Lübnan'ı Kanada karşısında galibiyete taşıyan en büyük etkenlerden biriydi. Ayrıca Fahed'in üç sayı çizgisinin gerisinden bulduğu isabetlerle yaptığı 17 sayılık katkı da Lübnan'ın galibiyetini pekiştirdi.

Kanada'da ise Anthony çok yalnız kaldı. Brown'ın 6 asist ve 13 sayılık performansı da Anthony'yle takımı taşımaya yeterli olmayınca Lübnan hak ettiği bir galibiyet aldı. Hazırlık maçlarında yanılmıyorsam yenmişlerdi Kanada'yı ve öylesine bir galibiyet olmadığını gösterdiler sahadaki oyunlarıyla.


Amerika v Hırvatistan: 106-78

Çok çekişmeliydi özellikle ilk periyot. Amerika, Hırvatistan'a oynama imkanı verince Hırvatlar da bunu geri çevirmedi ve ilk periyotu 22-20'lik bir skorla önde kapattılar. Açıkçası maç bu şekilde başlayınca Amerika zorlanacak mı diye düşünmedim değil. Fakat ilk çeyrekte 22 sayı yiyen Amerika, ikinci çeyrekte sadece 6 saayıya izin verdiler.

Popovic ve Bogdanovic Hırvatları maçın içinde tutabilmek için çok uğraştılar. Popovic 16 sayıyla oynarken Bogdanovic de 17 sayı ve 4 ribaundluk bir performans gösterdi.

Ancak eli ısınan Eric Gordon, 4/6'yla oynadı üç sayı çizgisinin ardından ve 16 sayı attı. Kolay kolay soğumayan Kevin Durant 14 sayı, 3 asist ve 8 ribaundla oynarken Billups da 4 asist ve 12 sayı yaptı. Amerika hem üç haneli bir skora ulaştı hem de istedikleri zaman, kafayı verdikleri zaman nasıl rakibe top oynatmadıklarını kanıtladı.

Angola v Sırbistan: 44-94

Sırbistan için oldukça rahat bir maçtı. Teodosic ve Kristic'ten yoksun oldukları ilk maçta hiç zorlanmadılar. Takımdaki 10 oyuncu da skora katkıda bulundu. Özellikle Velickovic ve Rasic'in performansları çok iyiydi ve açıkçası beklenmedikti.

Velickovic sadece 16 dakika oyunda kaldı ve bu sürede tam 7 asist ve 8 sayı ile oynadı. Takımın skor yükünü çeken kişi ise Rasic oldu ve 22 sayı, 3 asist, 3 ribaundla oynadı. Üç sayı çizgisinde yakaladığı yüzde ise harika; 6/7 ile %85

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails