20110530

İki Ay Önce: Taşındık

Baya geçti üzerinden ama buraya koyayım dedim. Giro d'Sportivo adresindeyim bundan böyle. Oraya da beklerim.

20110405

Las Claves De Cruyff: Shakhtar? Eşsiz Bir Takım

Johan Cruyff El Periodico gazetesindeki haftalık köşesinde dün yayınladığı yazıda Madrid'in Sporting mağlubiyetini, ligi ve Shakhtar'ı değerlendirdi. Google Translate saolsun, ben de İngilizce'den çevirdim.

Beklenmedik de olsa Madrid'in Sporting'e kaybetmesi ve Barça'nın Villarreal'i yenmesi iki takım adına da ligin gidişatını büyük ölçüde belirledi. İki takım da Copa için ve kalan diğer kupalar için mücadele edecekler. Cumartesi günü Madrid şampiyonluğu kaybetti. Belki matematiksel olarak şans sürüyor fakat herkes biliyor ki kalan sekiz maçta Barcelona puanları toplamaya devam edecek.

Artık biraz daha ileriye bakmanın vakti. Önümüzdeki lig maçı iki Şampiyonlar Ligi maçının arasında. San Mames’teki Bilbao maçı Madrid için sadece dert demek, sıkıntı demek. San Mames’e kaybetmek için mi gidecekler? Asla. Hala daha verdikleri bir mücadele var ligde. Ve aynı şekilde mücadele eden bir rakibi var Madrid’in. Ama kabul etmek lazım ki kafanız başka bir şeye odaklanmışken herşeyinizi vermeniz çok zor. Sahaya kimle çıkarsanız çıkın; as takımla çıkın, yedeklerle yada ikisinin karışımıyla. Fark etmez.

Bu sebeplerden dolayı Madrid’ten ligde muhteşem performanslar görmeyi beklemiyorum; Barcelona’dan da. Ama elbette Barça’nın sebebi çok başka. Guardiola Villarreal maçından hemen sonra artık biliyordu ki yedek oyunculara bu maçtan sonra daha fazla süre verebilir. Jet-lag, sık yolculuklar, yorgunluk gibi şeylerden Messi’yi ve diğer isimleri koruyabilir. Artık Guardiola’nın önünde rotasyona gidip farklı isimlere şans vermek için bir engel yok. As oyuncular ligde kalan sekiz maçta daha az yorulacaklar.

Barça her ne kadar geçen sezona göre 4 puan daha fazla toplamış olsa da asıl şok edici şey lig rekorunu kırmaları olur. Ve eğer geçen sezonun 99 puanını aşacak olurlarsa şapka çıkartacak ilk kişi ben olacağım. Ama rekoru kırmaları Barça'dan çok Real Madrid'in kalan sekiz maçta göstereceği performanslara bağlı. Ve eminim ki Real Madrid ligi ikinci olarak tamamlayacaklarını kabullenecek. Ve geçen hafta olanlar, orada kalacak; ligin kaybedilmesi diğer hedeflerine olumsuz yönde etki etmeyecek.

Sporting mağlubiyetiyle aldıkları hasar minimumda kalacaktır. Madrid elbette ligi bitene kadar bırakmayacaktır ama en azından sezonun kalanına dair hedefleri iyice netleşecek ve oyuncular da mental açıdan kalan hedeflere odaklanacaktır. Şampiyonlar Ligi ve Copa del Rey'e herşeylerini vereceklerdir. Ve sezondaki bu düellonun kazananını Copa finali ve muhtemel bir Şampiyonlar Ligi yarı finalinde göreceğiz. Herşey olabilir. Ve her ne olursa olsun bu sezon iki takım için de harika geçmiş olacak. Madrid bir şampiyonluk alırsa çok güzel olur, iki şampiyonluk alırlarsa harika olur. Barça'nın durumunda ise bu bir üçlemeye kadar gidebilir.

Barça'nın kalan puanları da toplayarak ligi alacağına eminim - Copa del Rey finalini bir kenara koyacak olursak. Kesin olarak bildiğim bir şey daha var ki o da Real Madrid'i Şampiyonlar Ligi yarı finalinde gördüğüm. Ama Barça için o kadar emin değilim. Shakhtar çok tehlikeli. Madrid'te ise kadro kalitesinin yanında Şampiyonlar Ligi'ne herşeylerini verecek olmalarının büyük avantajı var. Tottenham ise bir İngiliz kulübü olmasının da getirdiği geleneklerle bozmaya yönelik, çabuk ve direkt bir futbol oynuyor. Ama öbür yanda Shakhtar var ki o bambaşka bir hikaye; Tottenham'dan çok çok daha tehlikeli.

Olabilecek En Kötü Eşleşme

Ukrayna ekibi eşsiz bir takım. "Tek"ler. Onlar için takım içinde takım diyebilirim, iki farklı takımdan oluşuyorlar; Kaleci, defans ve ortasaha - Ülkede yetişmiş oyuncuların Srna gibi çok üst düzey Avrupalılar'la harmanlanışı. Ve hücum hattı - Brezilyalılar; inanılmaz yetenekliler. İki çok farklı oyuncu grubu ve bunları bir bütün olarak oynatabilen bir teknik direktör. Savunmada sağlam, hücumda ise bir o kadar tehlikeli.

Tecrübeli ve artık bir veteran olan Mircea Lucescu belki de yapılması en zor şeyi başardı; dengeyi sağladı. Ve şuanki Shakhtar bir iki sene öncesinden çok daha iyi; teknik direktörlerinin çalışması ve sağlanan bütçe sayesinde. Favori olarak elbette Barça gösteriliyor - o bariz tarzları ve bunu mümkün kılan oyuncuları. Ve Barça daha önce Shakhtar'la önemli maçlar oynadı. Ama hep çok zorlu geçti. Eğer Guardiola'nın öğrencileri yarı finale çıkmak istiyorsa bunun için çalışmaları lazım, hem de çok. Ve diğer çeyrek finallerden çok daha fazla çalışmalılar, bu kesin.

20110225

2011 F1 Takvimi

Sağda bulunsun, belki tıklayasınız gelir.

01 27|03|2011 Australian Grand Prix, Melbourne
02 10|04|2011 Malaysian Grand Prix, Kuala Lumpur
03 17|04|2011 Chinese Grand Prix, Shanghai
04 08|05|2011 Turkish Grand Prix, Istanbul
05 22|05|2011 Spanish Grand Prix, Catalunya
06 29|05|2011 Monaco Grand Prix, Monte Carlo
07 12|06|2011 Canadian Grand Prix, Montreal
08 26|06|2011 European Grand Prix, Valencia
09 10|07|2011 British Grand Prix, Silverstone
10 24|07|2011 German Grand Prix, Nurburgring
11 31|07|2011 Hungarian Grand Prix, Budapest
12 28|08|2011 Belgian Grand Prix, Spa-Francorchamps
13 11|09|2011 Italian Grand Prix, Monza
14 25|09|2011 Singapore Grand Prix, Singapore
15 09|10|2011 Japanese Grand Prix, Suzuka
16 16|10|2011 Korean Grand Prix, Yeongam
17 30|10|2011 Indian Grand Prix, New Delhi
18 13|11|2011 Abu Dhabi Grand Prix, Yas Marina
19 27|11|2011 Brazilian Grand Prix, Sao Paulo

20110221

Barzagli, Chiellini & Juve Defansı

Bu son Lecce hezimetini saymazsak Alessandro Matri ve Andrea Barzagli'nin yer aldığı iki maçı da kazandı Juventus. Ve Matri, iki maçı da boş geçmedi. İlki Cagliari'ydi ki Allegri yönetiminde harika bir sezon geçirmişlerdi 2008-2009'da. Sonra tabii Bisoli geldi, batırdı. Üstüne Donadoni'yi getirdiler, şimdi ise 2008-2009'un bir tekrar tadında geçiyor sezonları. İlk 10 içerisinde rahat bir yerlerde bitirecekler ve gayet de iyi gidiyorlar.

Diğer takım ise malumunuz Inter. Leonardo'yla toparlanmaya başlamışlardı, doğru. Ve fakat Eto'o'nun varlığıyla yokluğu bir olduğunda da takımın ne kadar geride kaldığını, Snijder'in ne kadar iş yapamaz hale geldiğini bir kez daha gördük. Matri Inter'i de boş geçmedi. Ve Juventus'ta en çok göze batan şey sağ kanada oranla inanılmaz pasif kalan sol kanattan pek çok atak gelmesi, savunmanın biraz daha konsanstre gözükmesiydi.

Hem ard arda iki maç kazanıldı, hem de bunlardan biri Cagliari deplasmanı biri de içerde Inter maçı. Ve takım sadece bir gol yedi. Temel fark ise sadece Barzagli'nin varlığı değildi; Barzagli'nin varlığında Chiellini'nin tekrar orjinal yerine, sol beke dönmesiydi.

Orjinal yeri diyorum çünkü orda oynayarak buralara geldi. Ayrıca takımın savunmadaki berbat gidişatı ortadayken gol atabilen iki takımdan, Inter ve Cagliari'den, sadece toplamda 1 gol yemesi üzerinde düşünülmesi gereken bir durum.

Chiellini gerek sakatlıklar gerekse de rezalet performanslar sebebiyle hep stoperde kalmıştı. Ve fakat sadece iki maçta Delneri'ye sol bekte neler yapabileceğini gösterdi. Hatta bu performanslarından biri de olabilecek en mükemmel rakibe karşıydı; Maicon. Ve Chiellini Inter maçında gayet iyiydi. Hücumu çok güzel destekledi sürekli gitti geldi, savunmada neredeyse hatasızdı.

Yazdan beri zaten amaç Chiellini'yi tekrar beke koyabilmek. Burdisso'nun peşindeydi takım yaz döneminde. Ama olmadı, alınamadı Nicolas Burdisso. Eğer alınsaydı, o zaman Chiellini çok daha erken sol bekteki yerine dönebilirdi.

Armand Traore alışamadan sakatlandı, De Ceglie Kasım ayından beri sakat. Ve stoperdeki diğer ihtimaller de bir o kadar ürkütücüyken, Chiellini'nin sol beke dönmesi pek mümkün değildi. Bir ara Legrottaglie denendi ama o da Chiellini'yi sol bekte kalıcı yapacak bir performans gösteremedi.

Belliydi devre arasında Beppe Marotta'nın savunma hattına takviye yapmak için arayışta olduğu. Peki sorarım size, devre arasında €300.000'ya 29 yaşında, Dünya Kupası sahibi bir savunmacıyı kaç kere bulursunuz? Andrea Barzagli herşeyiyle harika bir transfer. Fiyat/performans inanılmaz yüksek olacak.

Capello zamanından beri stoper oynayan Chiellini artık tekrar sol beke dönebilecek. Gerçi kendisi stoperde kalmayı istiyor ve bunu de pek saklamıyor ama olsun.

Stoperde olmadı mı? Oldu, hem de gayet iyi oldu. Fakat savunma zor iş. Stoper ikilisinin durumu çok önemli. Chiellini'nin yanına tecrübe fışkıran biri lazımdı. Zira bir bekin pozisyon bilgisi ve kademe alışkanlıklarıyla bir stoperinki arasında dağlar kadar fark var. Ve bunların izleri Chiellini de hala gözüküyor. Bu tecrübe işine bu sezon özelinde bakacak olursak, Bonucci. Genç, inanılmaz gelecek vaad eden biri. Ama tecrübesiz, hala gitmesi gereken çok yolu var.

Bonucci'nin bu tecrbüyi yeterliliği sağlayabilmesi için daha biraz daha zamana ihtiyacı var. Ama Barzagli şuan iki yanına da çok büyük yardımlar yapıyor. Hem Chiellini'nin rahatlıkla ileri çıkmasını sağlıyor hem de Bonucci'nin muhtemel hatalarına yama oluyor, genç savunmacıyı yönlendiriyor. Hakikaten bundan iyisi Şam'da kayısı.

Eğer tecrübeli bir sağ bek alınırsa Bonucci'nin yanına, zira iki tecrübesiz ismin kademeleri ve uyumları bana hiç umut vermiyor, o zaman iyice değişecektir Juventus'un savunma çehresi.

Kesinlikle Chiellini'nin bekte kalması lazım. Kanat organizasyonları artık nerdeyse sadece Krasic'le sınırlı kalan Juventus için işleyen bir sol bek, çok şey demek.

20110220

Jerry West'in Heykeli Dikildi

Jerry West, Staples Center'ın hemen dışına koyulan heykeliyle zaten ölümsüzleştiği NBA ve Lakers tarihinde bir de heykelle kendisine yer buldu Star Plaza'da; Magic Johnson ve Chick Hearn'ün yanında. Zaten Staples Center'ın arkasından geçen caddenin adı da Chick Hearn yanlış değilsem.

Silüetini NBA logosuna veren adam. Heykelinin açılışını All-Star haftasonunun açılışı tadında yaptı Perşembe günü.

Resmen göz yaşlarını tutamadı 72 yaşındaki West; herkese çok teşekkür etti ve onur duyduğunu söyledi. Ama eklemeden de geçemedi; bu kadar ilgi beni bi garip ediyor.

Heykeli açmadan önce söyledikleri ise şöyleydi;

"Bu benim için garip bir durum. Hayatım boyunca hayranlık duyduğum insanlar tarafından bu şekilde onurlandırılmak... Ben Lakers taraftarları için, takım arkadaşlarım için oynadım. Ne zaman Laker formasını giysem içim müthiş bir gururla dolardı."


Ama heykele dair bir şeyi beğenmedi Jerry West; heykelde gösterilen dripling pozundansa o meşhur jump shotlarından biriyle gösterilmeyi tercih edermiş.

West'in heykeli 1999 açılan Staples Center'a dikilen beşinci heykel oldu; Magic Johnson, Wayne Gretzky, Oscar De La Hoya ve Chick Hearn. Şimdi ise Jerry West. Açılışa De La Hoya ve Gretzky de katıldı. Ayrıca Lakers'ın sahibi Jerry Buss, Memphis Grizzlies'in sahibi Michael Heisley ve Miami'nin sahibi Mickey Arison da katıldı.

Bu isimlerin yanında pek çok ünlü sima daha vardı. Bill Sharman'dan Bill Walton'a James Worthy ve Pau Gasol'a kadar.

Los Angeles Lakers'ın koçluğunda tam 4 şampiyonluk yaşatan Pat Riley'nin sözleri ise Jerry West'in NBA tarihinde ne kadar büyük etkilere sahip olduğunun bir örneği gibiydi;

"Eğer Jerry Dr. Buss'ı bana 14 maçlık bir deneme imkanı vermesi için ikna etmeseydi ben şuan buralarda olamazdım.
Zira Jerry West 1980ler'deki Lakers'ı hem scout hem de GM olarak kuran, 90'larda düşse de Divac ve van Exel'le toparlanıp ardından da Kobe/Shaq ikilisini oluşturan adamdır.

Shaq;

"Biz gelmiş geçmiş en sansasyonel, en dominant ikiliyi oluşturduk. Ve bu Jerry West'in sayesindeydi."


NBA'de heykeli dikilesi çok insan sayılabilir belki. Ama pek azınınki dikilir. Jerry West onlardan biri oldu.

20110208

#19

Elinize sağlık. Adamsın Cana. Aslansın, kaptansın.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails