Iverson'ın emekliliğiyle ilgili basın açıklaması ve duygusal (ama ağırlıklı ajitasyon) mektubu yayınlandığında önce kısa bir şok yaşadım. Ama durdum bir an. Çok da kısa sürdü.
İnanmadım. Eğer Allen Iverson'sa bahsettiğimiz, öyle kolay kolay bırakmazdı. Nasıl ki egolarından vazgeçmeyecekse, NBA'e de veda etmezdi atacak bir sayısı, yapacak bir crossover'ı ve çalacağı bir top olduğu sürece.
Ben ki 2001 yılıyla (o play-offlar'daki efsane Raptors - Sixers serisi ve Lakers finali) Iverson sayesinde tanıştım uykusuz gecelerle, NBA'in gerçek yüzüyle,
Ben ki Iverson'la başladım baskete ve onunla büyüdüm (ki abartı değil), Iverson sayesinde aşık oldum iki numaraya yakın point guardlığa,
Ve,
Ben ki hala daha yatağımın tam hizasında tavanımda kocaman bir Iverson posteri (yukarıdaki resmin büyük uğraş ve para sonucu büyütülerek bastırılmış hali) ve duvarımda iki tane formasıyla yaşıyorsam odamda,
İlk cornrowlarını yaptırdığı yılları, elinin üstüne yaptırdığı money dövmesini, karısına çektirdiklerini, Larry Brown'a olan bağlılığını, annesine olan zaafı/sevgisi/bağlılığı, boynundaki plak şirketinin dövmesini, kanayan dudağını emip maçı bırakmayışını ve sonra hastaneye kaldırılışını, tüm sakatlıklarını ve bütün huysuzlukları bir şekilde ucundan da olsa biliyorsam,
Ve ben Answer 4'ü, kırmızı/fermuarlı 2000-2001, Reebok'taki adamın şaşkın bakışlarıyla ayağıma iki numara büyük halini alıp sonra evde üç kat çorapla giyip bide onla basket oynamaya çıktıysam ve ayakkabının içinde yazan buldoglu (ki Iverson'ın dövmesidir kendisi) "Only the Strong Survive" yazısından çocuk yaşımdan yarı-kazık yaşıma hala daha bu kadar etkileniyorsam,
Ben hala daha blogda da yer verdiğim o harika
Reebok reklamını izlediğimde tüylerim diken diken oluyorsam,
Ve o double-crossover'ını yapabilmek için iki ay boyunca her gün çalıştıysam..
Ben sanırım bu adamı tanıyorum. Egosunu da tutkusunu da biliyorum.
Ve Iverson First Union'a (evet 2003'ten Wachovia ama benim için hep First Union) olmasa bile parkeye, NBA'ye geri DÖ-NE-CEK.
Galiba bu gidişle de First Union'a dönecek.
O forma, o #3, tepeye asılacak.
Sonra biraz bir kaç yere bakınınca gördüm ki ligle resmî ilişiğini kesmemiş, asıl "emeklilik kağıdı" diyebileceğim resmî kayıtları imzalamamış. Ve bu haberi bekledim ben bu yazıyı yazmak için.
Umarım bu kadar duygu patlamasından, bu kadar beklentiden ve laftan sonra Iverson bu hatayı yapmaz.
Buyrun bana bunları yazdıran basın açıklaması;
Sixers meet with Allen Iverson
by Ed Stefanski, 76ers President/GM
This afternoon, we met with free agent Allen Iverson in Dallas for the first formal discussion regarding a possible return to the Philadelphia 76ers. The meeting lasted approximately two hours and covered a variety of topics, all of which we would prefer to keep between the team and Allen.
The meeting was attended by Allen, his agent Leon Rose and his personal manager Gary Moore, along with 76ers Senior Vice President/Assistant General Manager Tony DiLeo, Head Coach Eddie Jordan, Assistant Coach Aaron McKie and me.
At this time, both parties remain non-committal regarding a final decision and we will continue to discuss internally whether or not to pursue this course.
We want to thank Allen, Leon and Gary for taking the time to meet with us today.
The Sixers will have no further comment at this time and further updates will be provided as they become available.
11 yorum:
Vay be! Benim bloga yorumundan senin ıverson' sevmediğin fikrine kapılmıştım amma öür dilerim:) Dediklerinin çoğunda, fazlasıyla haklısın ama sevyoruz işte, bırak dönsün Philly'e o potaya doğru göndersin, İguodala smaçlaasın... Ama 3 asılmasın tavana,o Denver'a giderkenki istekliliğinden dolayı asılmasın ama gelsin bir de 2.adamım iguodala'yla oynasın. Kim bilir belki biraz değişir...
Evet blogundaki yorumda aşırı objektiflik söz konusuydu, yanlış izlenim yaratmışım :)
Ya Cassell'le karşılaştırıyorum ben açıkçası, yapamadı Cassell'in yaptığını. Oyununu yaşına göre değiştirmedi. Bak Cassell'e üç sezon boyunca Clippers'a ne büyük katkılar yaptı. Yerini, yaşını bildi. Sonra kalktı gitti Boston'la yüzük kazandı.
Önce Kobe'nin yaptığını yapmadı, liderlik edecek olgunlağa çıkarmadı kendini. Larry Brown'ın haylaz çocuğu olmak hep hoşuna gitti. Sonra da Cassell örneği.
Denver'a gidişi konusunda yerden göğe haklısın ama işte ben Stefanski olsam sırf o 2001'in suyu yüzü hürmetine asardım :)
Evet, çok yanlışlar da yapmış olsa da 76ers'a gene dediğin gibi 76ers'ı 76ers yapan adam AI.
Yeni haberler var, bakıp tweeter/blog yayınlayacağım :)
Yeni haberleri bekliyorum tabiki:)
Bu arada Cassel konusunda AI'ın egoları Casselle kıyaslanacak gibi olmadığından, onun Casselleşmesini beklemek büyük bir hata olur. Aynı şekilde Vince'in bir gün doğru oyuncuya dönüşmesini beklemenin hayalperestlik olacağı gibi.
Kobe kadar olgunlaşamamasının asıl sebebi bence Philly'nin kadrosuyla ilgili tamamen. Kobe beklenmedik bir noktadan süper yıldızlığa yükseldi. Shaq'la yanyana oynadı, egosunu kontrol etmek zorunda kaldı. Kontrol edemediği zamanlar geldi büyük bir düşüş yaşadı ve o düşüşle olgunlaştı, olgunlaşması gerektiğini, asıl büyük bir yıldız olmanın bu olgunlkta saklı olduğunu o dönemde anladı. AI hiç böyle bir konuma düşmedi bence. Her daim bir numaraydı bulunduğu yerde. Hatta rakibi bile yoktu. Topu paylaşması bile gerekmedi hiç. 30'undan sonra Denver'da bir anda Carmelo'yla karşılaştı ama o yaştan sonra değişmek imkansızdr bence. Şİmdi Philly'e döndüğünde Andre'yle oynayacak, bu bile onun için zor olacaktır. Ki Andre ne o kapasitede bir yıldız ne de öyle egoları var. Ama işte ağaçken yaşken eğilir, AI çok geç kaldı:)
Evet, Cassell örneğim ego işin içine girince anlamsız kalıyor dediğin gibi :) Carter da adam olmicak.
Ama Kobe de nerdeyse 30'undan sonra değişti. Gerçi babasının ölümü ve 24 nuamra geçmesi de bence etkili. Resmen o yeteneklerinin vebali altında ezilen ve inip çıkan halini 8 no'da bıraktı ve çıkardı üstünden.
Evet, belki McKie vardı Eric Snow vardı, genç Jumaine Jones ve Mutombo vardı ama Lakers'taki durum gibi iki superstar yoktu. Denver'ı iyi kullanamadı bu yüzden.
76ers aslında çenesi kırılan Lou Williams'ın yerine düşünüyor AI'yı. Dönsün tamam ya Jordan da oynatsın biz de izleyelim of 3-4 yıldır şu Sixers formamla bi maç izleyemedim ya =/
Bu arada Sixers önümüzdeki pazartesiye kadar kontratı imzalatmaya çalışıyormuş hatta Aaron McKie'yi Philly'ye önden yollayıp AI'ın ne kadar hazır olduğuna bi göz attırıcaklarmış. İşin ironik yanı, pazartesi günkü maç Denver'la :D
Pazartesi Denver'a karşı Philly forması giyebilir mi yani? :D
Süper,harika bir başlangıç olabilir bu:) Pazartesi ve salı günü çok da yoğunum:S Şu haber resmiyet kazansın bütün programımı düzenleyeceğim tekrar. OLmadı olan yine güzel okuluma olucak:) Ben satmaktan bıkmadım, o satılmaktan.
Ohoo, ben okulu satmasam bu kadar üstüne düşemezdim blog'un :D
Evet bu arada Denver'a karşı oynatma planları çok ciddileşmiş durumda ama tabi ki şuan tek resmî olan şey Dallas'taki görüşme. Ne yalan söyliyim sanki yeni draft edilicekmiş kadar heycanlıyım :)
Ben suan Nba'le ılk kez tanısıyor gıbıyım,çok güzel haber oldu bu. Olan yine okula olacak yazık:) Philly'nin resmi ürünlerinden 3tane beğenmiş onları sipariş vermeyi planlıyordum 1-2 haftaadır, şimdi herşey yeni baştan yazılacak:)
vecchia signora sen de profilinden anladığım kadarıyla 91 kuşağısın. tamamıyla aynı duyguları besliyorum senle.. sırf basketbol değil karakter konusunda da -kötü yanları bile katılmış olabilir azcık- idol oldu AI benim için. hiç şu oyunu saf gerçek bi basketbolsever gibi izleyemedim hep taraf tutmak zorunda bıraktı beni bu adam. hep bazılarından nefret ettirdi de. O olmadan basketbol izlemek geçen sene çok kötüydü çok. daha bi en azından 4 sene daha izlemek gerekiyordu AI3'ı. en azından 3 yıl daha Sixersla oynayacağına da inanıyorum.
yalnız şu yorumlara feci takıldım. ayrıldığı dönemlerde acayip yakından takip ediyordum nolup bittiğini. AI'ın en başından beri kendi gitmek istemedi ki kovuldu resmen, takasını istemesi için baskı yedi. siz neden bahsediyorsunuz ya? ben genç yaşımda alzheimer falan mı oldum tam olarak zıt şeyi hatırlıyorum sizle. onun dışında sixers zaten 3 numarayı emekli etmişti o ayrıldığında, o formayı kimseye vermiyorlardı. verilmeyeceği de kesindi ve her şekilde emekli edilecekti. philly tarihine bi kere altın harflerle yazılmıştı AI'ın ismi. şimdi sadece ait olduğu yerde bırakıp ayrıldığı gibi forması emekli edilecek. ayrıca ben o her zamanki yüreğini ortaya koyup hırsıyla eski AI'nın büyümüş halini göstereceğine inanıyorum. çökmüş bi takım ve de yıldızdan tarihe geçecek bi efsane bekleyişindeyim. ( şampiyonluk sanılmasın. karakter, ruh sergilemekten bahsediyorum)
bi de AI3 ne kadar haylaz çocuk olarak da kalsa, sorunlu da olsa, kendine bakmadığından formdan bile düşse onu role player yapamazsınız. bu O'na, O'ndan önce efsanelere yapılmış bi saygısızlıktır. kaldı ki AI büyük oyuncular klansmanında role player olmayı en beceremeyecek oyuncuların başındadır. AI'yı mutlu etmek ve O'nunla berebar birşeyler başarmak istiyorsanız yapacağınız tek şey var. O'nun yanına aynı karakteri sahaya sergileyip savaşacak, son ana kadar mücadele edecek 6-7 tane rol adamını kadroya koymaktır. Hepsi kendi görevini iyi bi şekilde yapacak.( bazısı ribaundu, bazısı benchten enerjiyi, defansta sertliği, sayı yükünü gerektiğinde alacak olan bi adam daha vs.) Philly de aslında bu şu an çok iyi şekilde mevcut sadece biraz basketbol iqları düşük. Keşke şu kadroyu philly'nin rezalet kadroya sahip olduğu 04-05-06-07 dönemlerinde sahip olsalardı.
Evet haklısın zorlandı ama bunun bir de öncesi var.
Hatta 2003'e kadar gider bu işin başlangıcı; Larry Brown'ın takımdan ayrılışı. Ondan sonra zaten takım zaten tepe taklak olmaya doğru gitti.
Sonra Jim O'Brien geldi. 2005-2006 sezonunda, ki Iverson Philly'yle geçirdiği son "tam" sezondu, 33'ün üstünde bi ortalamayla tamamladı sezonu ama play-offları kaçırdılar. Hatta sanırım üç yılda ikinci kez olmuştu bu.
Sonra tabi Maurice Cheeks dönemi geldi.
Ve işte o zaman ipler kopma noktasına geldi. Antrenmanlara olan gıcığı zaten ortadaydı ve Cheeks'le bu konuda zaten sürtüşüyolardı. Ondan sonra bir de 2006'daki o taraftar toplantısına Webber'la birlikte geç gidişleri, taraftar maçtan bir buçuk saat önce bekliyordu ikiliyi ama maç başlamak üzereyken geldiler.
Billy King cezayı kesti tabi. Cheeks'le de atışmaları devam etti. 2006 off-season'ında takas gerçekleşmedi. Ve tam da senin kafanı karıştıran kısım burda geldi; Iverson Sixer olarak kalmak istediğini açıkladı 2006 takasları olmayınca.
Ama gel gör ki Cheeks'le kavgası bitmedi. Gene bi antrenman sırasında olay çıktı. Iverson terk etmişti yanlış hatırlamıyorsam. Ve hatta akşamında takımın katılacağı bir yer vardı, Iverson hariç tüm takım ordaydı. Bu yüzden de ceza almıştı ve açıklanmamıştı cezanın miktarı.
Ve bu olayda Iverson'ın büyük ayıbı vardı; takıma ve medyaya bir diş operasyonu yüzünden aldığı ağrı kesiciler yüzünden uyuyakaldığını söylemişti. Ama sonradan anlaşılmıştı ki o gün takım arkadaşlarına takım programına katılmayacağını, adeta protesto edeceğini söylemişti. Böyle olunca cezayı aldı.
2006'nın sonlarına doğruydu, Iverson'ın takasını istediği açıklandı. Sonradan evet yalanladı bunu ama istemişti belliydi.
Sonra birkaç maç boyunca kadroya alınmadı ve sahip Ed Snider tarafından takas söylentileri doğrulandı. Bazı şeylerin Iverson'la yürümediğini, onun da bu takası istediğini ve takımın da buna uymaya hazır olduğunu açıklamıştı.
Ben de işte bu kadar yakından takip ediyordum. Yani sadece Sixers değildi, en azından durduk durmadık yerde değildi takası istemeleri.
Ve ben şu sözümde devam edicem;
Iverson'ın egosu, ona yüzüğe mâl oldu.
Umarım yorumlarda neden Denver'a gidişini kötülediğimi açıklayabilmişimdir :)
Larry Brown'un philly'den ayrılmasıdır çöküşü başlatan öncelikle bunu söyleyeyim.. onun dışında evet çok yakından takip etmişsin, benden çok daha fazlasını biliyorsun da AI'ın sorunlu olduğu söylentileri zaten anlattıklarından çıktı. (ben ayrıntılı hiç ilgilenmedim, soğur muydum bilmiyorum ve sanmıyorum ama hep aynanın iyi tarafından baktım) ama benim bildiğim şey bu sorunları ayrılmak için yapmadığıydı zaten başlı başına sorundu ve bunlar normal şeylerdi. sadece başarı zamanı katlanılabilen şeyler takım rezalet kadroyla başarısızken katlanılabilecek limitin çok ötesindeydi ve onu göndermek istediler. takımı resetlemek için göndermeleri gerekiyordu cheeks tercihi bile bunun içindi hatta. ve ben o offseasonda da AI'ın ayrılmak istemiyorum demeçlerini hatırlıyorum.
AI buydu. evet egosu çok şeye maloldu ama Sixers yönetimi elindekinin kıymetini bilmedi. Naparsa yapsın AI Philadelphia'ydı, takımın yüreğiydi. Bir takım yüreğini nasıl satar anlamış değilim hala..
Evet senin de dediğin gibi Larry Brown'ın gidişiydi, benim de üstteki yoruma başladığım gibi.
Larry Brown'la baba-oğul gibiydiler, kavga etseler bile aralarındaki inanılmaz güçlüydü.
Larry Brown gittikten sonra tabi düzen değişti. İşte aslında bu değişen düzene egoları yüzünden kendini alıştırmamasıydı hatası. Sixers aslında kimsenin kredisinin sonsuz olmadığını göstermek için de yaptı bunu. Hem de Igoudala etrafına şekillendirebilmek için takımı.
Iverson senin de dediğin gibi Sixer olarak kalmak istediğini açıklasa da sonrasında devam ettirdiği tepkilerine Larry Brown'da bulduğu krediyi bulamadı. Yoksa Brown döneminde de idmanlara çıkmazdı, çok kavga ederlerdi. Hatta çoğu kişiye küstahça gelen "biz burda franchise adamından bahsediyoruz sen bana idmana gel diyosun, ne idmanı maça bakalım" gibi bir demeci vardı.
Ama Cheeks ve King yönetiminden o müsamayı, o krediyi bulamadı. Davranışlarıyla da tuz biber ekti.
Neyse, döndü artık :) ve yarın gece Denver'a karşı gayet manidar bir şekilde ilk 5 çıkacak büyük ihtimalle. Basın toplantısında da ağladı. Ben efsane bi performans bekliyorum açıkçası :)
Yorum Gönder