Yayında Caner Eler'in de bahsettiği gibi James Blake'in kariyeri o kadar büyük zorluklarla dolu ki anlatmakla bitmez. Boynunu kırması, babasını kaybedişi, skolyozla mücadelesi, yaşadığı onca sakatlık.. Ve her seferinde belli bir seviyedeki geri dönüşü. Hakikaten çok değerli bir isim tenis adına.
Blake'in ilk seti kabus gibiydi, 5-0'dan 6-1'le verdi seti. Servisleri inanılmaz zayıftı ve bir türlü oyununu oynayamıyordu istediği düzeyde. Djokovic de bulduğu fırsatları bonkörce harcamaktansa ziyadesiyle değerlendirdi ve oldukça rahat bir ilk setle 1-0'a getirdi maçı.
Ama ikinci sette Djokovic'e öyle kolay bir maç yaşatmayacağını gösterdi ve vitesi bir anda 5'e yükseltti Blake. Öylesi bir kalite koyuyordu ki tenis anlamında korta, şiir gibi oynuyordu pek çok puanı. Tecrübesi ve yetenekleri zaten çok da tartışılmayacak bir isim.
Ama o kadar çok fırsat harcadı ki set tie-break'e gitti ve burada da yaptığı hatalar ile Djokovic'in biraz silkelenmesi yüzünden alamadı seti. Çok büyük bir mücadele koydu ortaya, inanılmaz vuruşlar çıkardı, leziz anlar yaşattı ikinci set boyunca ama yakaladığı momentumu sonuca yansıtamadı ve ikinci seti de verdi.
Böylesi bir oyuna rağmen ikinci seti hanesine yazdıramamak, Blake gibi tecrübeli bir isim için dahi oldukça yıpratıcıydı. Üçüncü sette bunu aşabileceğinin sinyallerini verse de ikinci sette ağzı yanan Djokovic yükselttiği grafiğiyle turu geçmeyi başardı. O kadar çok basit hata yaptı ki Blake..
Jürgen Melzer v Juan Ferrero: 7-5 6-3 6-1
Melzer'in önlenemez Grand Slam yükselişi devam etti bu maçta da. Eski bir numara, 2003 finalisti Juan Carlos Ferrero'ya ilk set haricinde aman vermedi resmen Avusturyalı.
Öyle forehandler vurdu ki maç boyunca, Ferrero'nun servislerine öyle muazzam returnler zımbaladı ki maç boyunca.. Servis performansı da çok üst düzeydi. Az basit hata yaptı, çok hata yaptırdı desek oldukça yeterli olur aslında.
Winnerları, güçlü vuruşları ve harika servis performansıyla önce Ferrero'yu kafa olarak oyundan düşürdü ondan sonra da servislerine inanılmaz cevaplar vermeye başladı. Geç oldu, güç oldu ama Jürgen Melzer 29'unda kabak çiçeği gibi açıldı. Roland Garros'taki yarı finalinin ardından Amerika Açık'ta da yoluna devam ediyor.
Severim böyle çıkışları, geç kalınmış başarıları ve ardındaki hikayeleri. Jürgen Melzer de bunlardan biri. Roland Garros'ta zaten dikkatleri üstüne çektiği zaman geçmişi baya paylaşılmıştı gerek kendisiyle yapılan arabadaki soru-cevap'la gerek röportajlarla.
Şu kadarını söyliyeyim, Jürgen Melzer tam bir futbol aşığı ve aslında yeşil sahalarda oynamak istiyorken yolu tenise düşmüş. Tenisi bıraktıktan sonra Avusturya'da en az bir sezon profesyonel olarak da futbol oynamak istiyor, bu da dipnotumuz olsun. Yürü be Jürgen. Adın da kafiyeli zaten, güzel insansın sen.
Gael Monfils v Tipsarevic: 7-6 6-7 6-2 6-4
Monfils de alev alev yanıyor. İlk maçındaki sürpriz beş setten sonra ikinci maçını utanmasa bye geçecekti, üç sette öyle kısa kesmişti ki ikinci maçını. Bu maçta da Tipsarevic'i öyle güzel yordu ki o atletizmiyle, dinamikliğiyle.
Tabii burada Tipsarevic'e de bir parantez açalım çünkü baldırından bir sakatlık yaşadı maç içerisinde. O da konsantrasyonunu ve performansını etkiledi büyük ölçüde.
Monfils öyle doğru, öyle akıllı vuruşlar yaptı ki bazen Monfils olduğuna inanmakta güçlük çektim. Çünkü tahmin edilemezliğin limitlerini zorlayan biridir Gael. İnanılmaz bir atlet, üst düzey bir yetenek, sıcak kanlılık ve muhteşem bir şov adamı. Ve fakat bir türlü sağlaması gereken istikrarı gösteremedi.
Bu maç özelinde de şaşırtıcı olan böyle formda bir Tipsarevic'in karşısında yaptığı akıllı, düşünülmüş, sadece uygun olduğu için değil aynı zamanda doğru olduğu için yapılan vuruşları etkileyiciydi, servis performansı yüksekti ve yüzdeleri hayli iyiydi maç bittiğinde.
Tipsarevic'i resmen bezdirdi. Uzun rallilerde kortu resmen kapladığı için Monfils, hareketliliğiyle kortun dışına savrulsa dahi bir şekilde topa yetişebiliyor. Sayı yapamasa bile o topa yetişip rakibe bir anlamda da göz dağı veriyor. Bu seviyeyi istikrarlı bir biçimde maçın geneline yaydı ve Tipsarevic'i bezdirdi resmen. Sırp raket pek çok kez tıbbi mola almak zorunda kaldı.
Monfils de bu maçla birlikte üç sene ard arda Amerika Açık'ta üçüncü turu görmüş oldu.
Diğer Maçlar:
[2] R Federer (SUI) d P Mathieu (FRA) 64 63 63
[3] N Djokovic (SRB) d J Blake (USA) 61 76(4) 63
[5] R Soderling (SWE) d T de Bakker (NED) 62 63 63
[13] J Melzer (AUT) d [22] J Ferrero (ESP) 75 63 61
[17] G Monfils (FRA) d J Tipsarevic (SRB) 76(4) 67(4) 62 64
[19] M Fish (USA) d A Clement (FRA) 46 63 64 16 63
[21] A Montanes (ESP) d K Nishikori (JPN) 62 21 ret.
R Gasquet (FRA) d K Anderson (RSA) 64 76(3) 75
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder