20100824

2010-2011 Galatasaray Erkek Basketbol Takımı || Sezona Başlarken...

2009 senesi pek de hatırlamak istemediğimiz olaylara sahne oldu. Aslında tarihimize hiç de yakışmayacak bir skandal.. Sorumluları gönderilmiş olsa bile bunun halen mantıklı bir açıklaması yok. Herneyse bu konulara girip içimizi karartmaya gerek yok. Sonuç olarak o malum olaydan sonra takımın nasıl kenetlendiğini, aslında nasıl da bu ligde şampiyonluk adayı olabileceğini gördük. Radoslav Rancik, Simas Jasaitis, Mike Wilkinson, Evren Büker, Darius Washington... Hepinize sonsuz teşekkürler. Böylesi zor bir sezonda bizlere izlettiğiniz harika basketbol için, verdiğiniz onurlu mücadele için. Aslında bu saydığım isimlerin yanı sıra takımın diğer oyuncuları da bu onurlu mücadeleye ortak oldu. Onlar da kocaman bir alkışı hakediyor.

Koca bir sezon böyle geçti işte. Her ne kadar kayıp bir sezon gibi gözükse de bizlere Galatasaray'ın nasıl da zor günlerin takımı olduğunu bir kez daha gösterdi.

Zor geçen bir sezonun ardından takımın başına Oktay Mahmudi getirildi. Yapılan bu ilk hamle bile bu sefer işin ne kadar ciddiye alındığını gösteriyordu. İç transferde yıllardır kanayan yaramız olan istikrar sorunu da bir nebze çözüldü. Oynadığı harika oyun bir yana taraftarın da sevgilisi olan Radoslav Rancik'le 2 yıllık sözleşme imzalandı. 1997-1998 yılında sonra ilk defa bir yabancı oyuncu üst üste 2 sezon Galatasaray forması giyecek. Her ne kadar Simas Jasaitis'i de elimizde tutmaya çalışsak da Simas, kariyerine Euroleague'de oynayan bir takımda devam etmek istediği için takımdan ayrıldı. En son İspanya'nın Malaga kulübüyle anlaştığı haberleri gündemde yer alıyordu fakat bildiğim kadarıyla henüz anlaşma imzalamadı. Takımın bir diğer yıldızı Evren Büker de Medical Park Trabzonspor'a transfer oldu. Geçen sezonun en iyi yerli oyuncusunu elimizden kaçırmak, keyfimi kaçıran bir unsur oldu açıkcası.

Tam da yerli rotasyondan dert yanarken Ermal Kurtoğlu ve Tutku Açık'la anlaşıldı. Her iki oyuncuda yerli rotasyon içerisinde çok önemli yere sahip. Ermal, her ne kadar son sezonda Efes Pilsen'de çok fazla süre almamış olsa da gayet kaliteli bir oyuncudur ve pota altında bize direnç getireceğine eminim. Tutku Açık ise yıllardır Telekom formasıyla bizlere eziyet çektirendi. Özellikle Ankara'daki maçlarda başımıza çok iş açmıştı. Sırf bu yüzden bile gelmesine sevindim diyebilirim :)) Şaka bir yana Evren Büker'in gidişinde sonra o pozisyona alınabilecek en iyi yerli oyunculardan biri Tutku Açık'dı.

Galatasaray, yerli oyuncu rotasyonunu güçlendirken, yabancı oyuncu transferinde de hız kesmedi.
Yeni sezon öncesindeki ilk yabancı oyuncu transferini ABD’li Taylor Rochestie’yi kadrosuna katarak yaptı. Kolej kariyerini Washington State Cougars takımında geçiren 25 yaşındaki Rochestie, Avrupa kariyerine ise Almanya’nın Göttingen takımında EuroChallenge şampiyonu ve EuroChallenge MVP’si olarak başlamıştı.

Takımda herşey yavaş yavaş şekillenirken beni asıl mutlu eden gelişmeler yaşanmaya başladı. Oktay Mahmudi günü kurtarmak için değil de daha çok geleceğin Galatasaray'ını oluşturmak için çalışmalar yaptı. Ümit Milli takımın en önemli oyuncularından iki tanesini kadrosuna kattı. Sertaç Şanlı ve Melih Mahmutoğlu. Her ikisinden de beklentiler büyük. Umarım uzun yıllar takımımıza başarıyla hizmet ederler.

Bunların yanı sıra Furkan Aldemir'i transfer etmek için baya uğraş verdik. Fakat Karşıyaka yönetimi Furkan'ı satmaya yanaşmadı. Gerek Furkan'ın NBA hayalleri gerekse Karşıyaka yönetiminin taraftar tepkisinden çekinmesi nedeniyle bu transfer gerçekleşmedi.

Bu kadar genç adamı bir araya getirdikten sonra onlara tabir-i caizse "abilik" yapabilecek bir oyuncuya ihtiyaç duyuluyordu ve bunu açığı gidermek için Beşiktaş'tan Haluk Yıldırım'ı transfer ettik. İlk başlarda aklıma pek yatmış olmasa da sanırım bu denli tecrübeli bir oyuncu takıma çok önemli katkılar yapacaktır. Sadece oyunuyla değil saha dışı faktörler de önemli.

Elinde Radoslav Rancik ve
Taylor Rochestie gibi 2 yabancı bulunduran Galatasaray, kadrosunu Bornova'dan Joshua Ian Shipp ve Cibona Zagreb'in 25 yaşındaki pivotu Luksa Andric ile güçlendirdi. Tam da sezon hazırlıkları başlamışken son bir bomba daha patlatarak Efes Pilsen'den Preston Shumpert'ı renklerimize bağladık. Galatasaray, belki de bu sezonun en flaş transferlerinden birini gerçekleştirdi.

Yeni sezon öncesi herşey güzel gidiyor. Kadro, yerlisiyle, yabancısıyla gayet dengeli durumda. Uzun yıllar sonra ilk defa bu kadar sağlam bir kadroyla geliyor Galatasaray. Belki bu sene şampiyon olamayabiliriz ama bu takım 2-3 yıl sonra bu ligi domine edebilecek bir potansiyele sahip. Taraftar gerekli desteği verdiği sürece başarılı olmamaları için hiçbir neden yok.

Yenilmez Armada'nın yeniden şahlanması umuduyla...
Not: Galatasaray Cafe Crown adını bilerek kullanmıyorum. Çünkü bu takımın adı Galatasaray Basketbol Takımı ! Önündeki sponsor benim için teferruat.

2 yorum:

Efe Liked dedi ki...

bu sene baskette tarih yazalım!!


ULEB Eurocup'tayız..

bununla ilgili yazı bekliyoruz!! :)

Galatasaray Yobazı dedi ki...

http://akilpiyadeleri.blogspot.com/2010/09/galatasaray-cafe-crown-uleb-eurocupa.html detaylı bir inceleme yakında yazarız :)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails