2010 - 2011 Serie A || Parma

Parma. Açıkçası neredeyse 20 yıl sonra Serie B'ye düşmesinin ardından Cagni'yle anlaşmaları beni hayrete düşürmüştü. Oldukça genç ve tecrübesiz bir teknik direktör. Evet belki Serie B'ye düştükten sonra çok üst düzey bir isim getiremeyebilirsiniz ama Cagni'nin tecrübesizliğine de tahammülünüz olamaz. Öyle de oldu, çok kısa bir süre sonra, alınan kötü sonuçların ardından, gönderildi. Ve yerine benim için çok önemli bir oyun anlayışına sahip bir isim geldi; Francesco Guidolin.

Neden seviyorum bu adamı, çünkü savunma/hücum dengesini çok iyi sağlıyor. Savunmada sürekli bir devinim sağlayarak hem derinliği hem de genişliği sağlıyor. Böyle olunca da hem ileriye çıkışlarda geniş bir savunmanın sağladığı kanat organizasyonları artıyor hem de tecrübeli savunmacılarla kademe sağlam tutuluyordu.

Takım bir anda yükselişe geçti Guidolin'le. Hem oynadıkları oyun sağlam bir savunma anlayışına sahipti hem de sağlıklı hücumlar sağlayabiliyordu. Oldukça iyi bir oyunla giderek yükseldiler ve daha da düşmediler sıralamada; Bari'yle beraber çıktılar ve aynı zamanda da en az gol yiyen takım oldular.

Yeni sezona girdiklerindeyse aynı oyun devam etti. Bir tek Cagliari'yle yenildiler. İşler ilk yarıda güzel gitti aslında, toplanabilecek toplam puanın yarısında fazlasını aldı Parma. Ancak Roma mağlubiyetiyle beraber devreye girdiler ve ardından toparlanmaları vakit aldı. Bu tip şeyler elbette ki olacak, sonuçta Serie B'den yeni çıkmış bir takım olarak orta sıralarda düşme tehlikesinden uzakta kalmayı isteyebilirsiniz.

Ama güzel giden işlerin ardından umutlar Avrupa'ya doğru çıkmaya başladı. Sonrasında yukarda kısaca bahsettiğim düşüş dönemi geldi ancak takım toparlandı ve tekrar ilk 10 içerisine girdi. Her ne kadar ligin bitimine az bir süre kala ard arda birkaç mağlubiyet daha alsalar da Juventus ve farklı Livorno galibiyetleriyle sezonu hem güzel iki sonuçla hem de beklenenin gayet üzerinde bir sıralamayla bitirdiler.

Gidenler: Jonathan Biabiany, Jimenez, Davide Lanzafame, Mihajlovic ve Daniele Paponi.

Baktığımızda genç isimlerin gönderildiğini görüyoruz. Özellikle iki isim var ki bunlardan birisi çok ciddi gelişmeler gösterecektir, kendi kendine mental çelmeler takmazsa.

Jonathan Biabiany'den bahsediyorum. Sürati, çevikliği ve atletik yeterlilikleri bakımından oldukça üst düzey. Elbette bunda Afrika asıllı olmasının getirdiği genetik cilveler de var ama üzerine koymaya devam ediyor. Bunun haricinde dribling yeteneği, topa olan hakimiyeti ciddi şekilde göze çarpıyor.

Özellikle Balotelli'nin gidişinden sonra onun boşluğunu doldurabilecek, rotasyonda önemli bir yere sahip olup oynadıkça üzerine katacak bir isim, en azından bunlar beklenecektir Inter'de. Ve bundan daha da önemlisi Balotelli'den daha az sorunlu olması, daha olgun ve profesyonel olması beklenecektir. Inter açısından çok değerli bir yetenek kadroya katılırken aynı derecede Parma açısından bir o kadar değerli bir kayıp diyebilirim Biabiany için.

Ve Davide Lanzafame. Sezon boyunca ben gerçekten çok beğendim performansını. Gol beklentilerini tam olarak karşılayamasa da diğer hücumculara hazırladığı pozisyonlarla da tabelada ciddi değişiklikler sağladı. Sezon sonunda son üç maçta inanılmaz performanslar gösterdi ve 5 gol attı; biri Roma'ya olmak üzere Juve ve Livorno'ya ikişer gol attı.

Fiziği yine oldukça üst düzey. Bitiricilik konusunda sıkıntılar yaşasa da pozisyona girmekte sıkıntı çektiğini söyleyemeyiz. Atamazsa attırabiliyor; bu çok önemli. Evet belki 23 yaşında ve artık "genç yetenek" yaşını dünya standartlarında geçmek üzere ama bu gelişmeyeceği, oyunun her anına katkı verecek düzeye gelemeyeceğini göstermiyor. Ben doğru yönetilen bir Juventus rotasyonunda ciddi şekilde katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Gelenler: Armero, Valeri Bojinov, Diniz, Paonessa, Paponi, Jonas Portin ve Sebastian Giovinco

Armero. Palmeiras takımından alınan genç sol bek, hücum futbola dönmeyi planlayan Parma'nın ve Marino'nun planlarında önemli yerlerde olacaktır. Tipik bir Brezilyalı bek oyuncusu, hücuma maksimum katkı, yüksek fizik yeterlilikler, sürat ve teknik. Henüz çok genç ve istekli. Palmerias'tan Parma'ya gelmek, Avrupa'ya açılmak ve bunu İtalya vasıtasıyla yapmak iştahını kabartacaktır ve performansını yukarılara çekip üzerine koymasını sağlayacaktır.

Paonessa da bir o kadar yetenekli, yetenekleri ölçüsünde de ilerlemeye açık. Paonessa'nın şansı fiziğini geliştirdiği ölçüde artacaktır. Kısa olması yetmezmiş gibi fiziksel açıdan da pek çok eksikliği var, çok zayıf ve çelimsiz. Söz konusu Serie A olunca salt yetenek kolay kolay yetmiyor.

Ve Giovinco. Paonessa için bahsettiğim durumun tıpkısının aynısı iki gömlek yukarı da olsa Giovinco için geçerli. Deschamps onu A Takıma monte ettiğinde bütün Juventus ondan çok büyük şeyler bekliyordu. Yetenekleri, sahada yapabilecekleri tartışılmaz. Sahip olduğu meziyetler su götürmez gerçekler ama 1.70'in altında bir boyla bu kadar zayıf bir fizikle anca Hollanda'da var olabilirsiniz ki orda da savunmaya ne kadar önem verilmese de belli bir sertlik mevcut.

Hele ki İtalya'da, doğma büyüme Juventus altyapılı olan böylesi yetenekli bir gençseniz, Juventus'un teknik kadrosuna ve antrenman olanaklarına sahipseniz fiziğinizin bu kadar geri kalması kabul edilemez. Ha kabul edilse bile o yeşil saha kabul etmez, bir yerden sonra beklentiler havada kalır, varlık gösteremezsiniz.

Ama şimdi Giovinco için yeni bir fırsat. Sezon sonunda sanırım bonservisin yarısını almak gibi bir opsiyonla kiraladı Parma ve Maroni'yle birlikte kurulacak olan hücum futbolunda kenarda çok önemli bir role sahip olacaktır. Sonuçta ortada Morrone var. Kanatta yer alarak yeri geldiğinde forveti üçleyecek yeri gelecek pas yaparak oyunu kontrol altından tutmak amacıyla ortaalanı kalabalıklaştıracak.

Bu sahip olduğu yetenekleri bir kere daha göstermesi için, salt yeteneğinin yanında fiziğinin de üzerine koyup komple bir oyuncu olabilmesi için belki de sunulan en büyük ikinci şans. Maroni'yle birlikte bu şansı iyi kullanırsa yeteneklerinin hak ettiği yerlere gelmemesi için hiçbir engel yok.

Pek tabii Tardini sakinleri geçen senenin ilk yarısındaki sonuçların tüm sezona yayılmasını ve mümkünse ilk 7'yi daha istikrarlı zorlamayı isteyeceklerdir.