20100823

Spor Toto Süper Lig , 2.Hafta || Galatasaray-Bursaspor

Galatasaray :0 Bursaspor : 2 || Ali Sami Yen'e veda yılı...

Bu sene son sene. Bu sene Ali Sami Yen'de son sene... Geçen sene enkaz halinde sezonu kapatan takım, bu sezonda aynen o şekilde devam ediyor. Şu ana kadar yaptığımız 5 resmi maçta sadece 1 galibiyet alabildik. Kafasındaki planları çözemediğimiz Adnan Polat ve yönetimi, transfer sezonunda şu ana kadar çok kötü bir görüntü çizdi. Kulislerde dolaşan şeytani planlar artık daha yüksek sesle duyulur oldu. Bazı tatlı su kurnazları, Frank Rijkaard'ı yollayıp 3. Fatih Terim döneminin peşinde. Fakat şu an buna teşebbüs edemiyorlar. Çünkü unuttukları birşey var o da; Galatasaray taraftarı öyle basit oyunlara gelmez, kimin ne b*k yediğinin gayet de farkında ve Frank Rijkaard'ın arkasında !

Herneyse... Gelelim Bursa maçına. Yenilgi sonraları yazmak ciddi anlamda canımı acıtıyor. Hele ki takım bu kadar kötü oynuyorken... 22 yaşındayım ve kendimi bildim bileli bu kadar kötü bir Galatasaray izlemedim. Ne Inamoto'lu dönem ne de o çok sövülen rahmetli Özhan Canaydın dönemi... Bursa maçında da bunu gözler önüne serdiler. Top genel olarak bizim ayağımızda olmasına rağmen elimizdeki mükemmel orta saha(!) topu kullanmayı beceremedi. Sürekli yan pas, geri pas ve sonunda Servet'le kurulan bir oyun. Tüm bunlara rağmen Galatasaray, Bursa'dan daha iyi oynadı. Ama bu sefer de futbol şansı ve Abdullah Yılmaz bize engel oldu.

Galatasaray, top kullanmayı beceremeyen orta sahasına rağmen bir çok pozisyon yakaladı ama futbolcuların basiretleri bağlamıştı sanki. 2-3 pozisyonda sadece dokunmak kalmıştı gol atmak için. Ama olmadı işte. Bazen ne yaparsan yap, olmuyor. Bunun yanı sıra ilk yarıda Volkan Şen'in yere düştüğü bir pozisyonda topa elle kasıtlı müdahalesine sarı kart veremeyen Abdullah Yılmaz da bu maçın yıldızıydı. Yahu adam bile "hassktr naptım ben" diye kendi kendine dövünürken, sen ne düşündün Abdullah Yılmaz! Kırmızı kartı vermeye yüreğin yetmedi mi!? Kontratak'la buldukları pozisyonlar hariç Bursa'nın neredeyse hiçbir pozisyonu yoktu. Attıkları 2 golde de şans faktörü ön plandaydı. Bursaspor, oynadıkları kötü futbola rağmen 2'de 2 gidiyor. Bakalım nereye kadar sürecek bu peri masalı.

Galatasaray ise halen umut vermiyor. İlk maçtan beri yakındığım ortasaha, bekler ve forvet alternatifsizliği problemi devam ediyor. Bu takım 4-3-3 oynayamaz bu kadroyla. Frank Rijkaard'ı eleştirebileceğim tek olay budur. Hakan Balta ve Ali Turan gibi 2 adet bekin ve Barış, Sarp, Ayhan gibi 3 tane orta sahan varsa, bu takım 4-3-3 oy-na-ya-maz. Gerçi 4-4-2 bile muamma ya neyse... Bu takım şu an oynasa oynasa "kaos futbolu" oynar. Hani 2007-2008 sezonundaki şampiyonluğu hepiniz hatırlarsınız. İşte tam da o sezona yakın bir kadro var elimizde. Ama ne var ki Frank Rijkaard ve ekibi bu oyunu kabullenemez. Belli bir futbol kültürü var adamım. Haklı olarak bir sistem oturtmaya çalışıyor ama gel gör ki Adnanlar buna izin vermiyor!

Haftaya Eskişehir deplasmanı var ve yıllardır süre gelen Es-Es takıntısı gene devam ederse, belki de tarihimizin en kötü başlangıcını yapmış olacağız. Umarım şu lanet transfer döneminde adam gibi 2-3 oyuncu alarak yeniden çıkışa geçeriz. Şu an için Emana ve Müslimovic sesleri duyulsa da transfer komitesinin başında Adnan Sezgin oldukça bunların hiçbirine inanasım gelmiyor.

Adnan Polat ve yönetiminin unutmamaları gereken çok önemli bir nokta var. O da; Rijkaard'ı yollayana kadar sırada kendileri var! Adnan Bey, bu taraftar sizin basit oyunlarınıza gelmez. Hee aklıma başka şeylerde gelmiyor değil. ultrAslan'ı arkanıza alıp, bunu karambole getirebilirsiniz. Sözde "Tam bağımsız" olan ultrAslan'ın nasıl da yönetimle bir olup, tribünde hareket ettiğini gayet iyi biliyoruz. Dün maçta "Adnan Sezgin istifa" diye bağırtanların sonrasında "Haldun Üstünel" diye bağıranları nasıl susturduklarını gördüm ben. Dün, geçen sene küfür ettikleri Mehmet Topal lehine tezahürat yapanları gördüm... Acı ama gerçek olan birşey var ki o da artık ultrAslan'ın manifestosuyla çeliştiğidir. Rahmetli Alpaslan Dikmen'den sonra meydanı boş bulan çakallar, şu anda tribünde cirit atıp, istediği gibi yönlendiriyor insanları.



Umarım senin de başını yakmazlar Frank Rijkaard...


Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails