Bakışlardan bile alaycılık, bir deha ve bolca yetenek akıyor ya.. Neyse, Ronnie'den başlamışken çok uzatmayıp Masters'a geçelim ve kısaca bahsedelim bu yıldki Masters'dan, Barry Hearn'ün emellerinden, ki buna daha detaylı değineceğim, son dakikada bulunan sponsordan ve tabii ki bu senenin finalini yönetecek kişiden; Michaela Tabb.
Barry Hearn'ün başkanlığa gelişi kuşkusuz ki başta Ronnie O'Sullivan olmak üzere snooker camiasındaki hemen herkesi sevindirdi. Çünkü hem artık yeni bir kan gerekiyordu hem de Barry Hearn tam bir spor aşığı bir para babasıdır. Futbol kulübü sahipliği de yapmıştır ve şuan hali hazırda bildiğim kadarıya Profesional Dart Corporation'ın da başındadır. Ve eğer şuan dart bu kadar izleniyorsa, turnuva ödüllerinde milyon dolarlardan bahsediliyorsa ve artık iyice uluslararası kabul gören ve yayınlanan bir spor haline geldiyse bunda Barry Hearn'ün katkısı tartışılamaz.
Şu anda da zaten tüm oyuncular Hearn'ün arkasında. Dartta yaptığının bir benzerini aslında 80ler'de Steve Davis'li altın yıllarda snooker'ın şuanki yeni cenneti olan Asya'ya açılımı sağlayan Barry Hearn'dü. Yanlış bilmiyorsam eğer şahsi yakınlığı olan Steve Davis ve dönemin hatırı sayılır oyuncularını kendi cebinden bir turnuva düzenleyerek uzakdoğuya götürmüş ve belki de farkında olmadan henüz portakalda vitamin olan Ding Junhui'nin doğmasına katkıda bulunmuştur.
Şimdi sırada daha büyük işler var, ciddi şekilde kan kaybeden snooker'ın yeniden ayağa kalkmasını sağlamak için pek çok farklı planı var. Bunların ilk adımını ise Jimmy White ile attı. Evet, Jimmy White. Yıllardır üst düzey turnuvaların ana tablosunda göremediğimiz 47 yaşındaki efsane. Yorumculuk yapan, hatta ülkesinde çeşitli televizyon programlarında yer alan Jimmy White. Hearn ona bir wildcard sundu ve Masters'a katılmasını sağladı.
Bu sadece White'a bir jest değildir, bu snooker'ın geleceği için atılmış önemli bir adımdır. Belki de PokerStars bu hamleden sonra sponsorluk teklifini resmîleştirdi ve belki de bu hamle snooker'ın geleceği için çok da büyük şeylere kapı açacak.
Ha neden Steve Davis değil de White, neden Parrott değil de White derseniz.. Bana kalırsa Hearn burda da stratejik düşünmüş; saydığım bu üç veteran isim arasından fizik ve mental açıdan en üst düzey olan kanımca Jimmy White. Ayrıca üst düzey seyir zevki sağlayabilecek ve her ne kadar Steve Davis'in repertuarı geniş olsa da ona göre daha hızlı bir snooker'ı sever White. Ve bu da oyunun izlenebilirliğini, ilgilenilebilirliğini büyük oranda etkiler.
Şöyle örnek verim, en klasik ve en net anlaşılır örnek. Bir Peter Ebdon maçı mı izletmek istersiniz ilk kez snooker izleyecek birisine yoksa Ronnie'nin maçını mı? Ha Ebdon - Ronnie maçı derseniz ona lafım yok, (+) vs (-) :)
İşte Masters'la başladı yıla snooker ve Barry Hearn'ün hamleleri.
PokerStars.com da işte Hearn'ün dahîane hamleleri sayesinde turnuva başlamadan sadece bir hafta evvel sponsorluğu aldı. Beraberinde de pek çok önemli isim hakkının sahibi oldu. Wembley'de düzenlenecek olan oyunun adeta bayrak turnuvası Masters'ın bu seneki sponsoru PokerStars.com oldu.
Aslında burada sponsorun kimliği de önemli. Poker. Kart oyunu, kumar. Heyecan. Adrenalin. Bu noktada tekrar başa dönüyoruz; snooker'ın tekrar canlanmasına, yeni bir izleyici kitlesine; gençlere ulaşmasına. Bunların hepsini ayrı bir yazıyla incelemek lazım aslında. Yukarıda Jimmy White'tan yola çıkarak uzun uzadıya konuştum ama ayrıca bir yazı yazmak lazım Barry Hearn ve kafasındakilere dair.
Neyse, burası böyle. Sponsorluk sorunu ortadan kalktı, Jimmy White gibi keyifli ve önemli bir isim turnuvaya dahil edildi, Barry Hearn güzel günlerin kapısını araladı ve en önemlisi. Finalin sahibi; Michaela Tabb. Daha doğrusu bunun ihtimali diyelim.
Şimdi ayın başında her yerde Tabb'in adı açıklanmıştı. Ancak son okuduğum habere göre anneannesini kaybetmiş ve ailesinin yanında olmayı istiyormuş. Geçen seneki Dünya Şampiyonası Finali'ni yönetmişti. İyidir, candır Bayan Tabb. Severiz kendisini. Üzüldüm anneannesi için, umarım kendisini toparlar ve azgın Wembley seyircisini dizginleyebileceğini herkese gösterir.
Wembley seyircisini finalde Ronnie'nin rakibini kırmızı olarak algılayan boğalar olarak görmek mümkün. Bunun son kurbanı da bildiğimiz gibi Ding Junhui, ağlamıştı çocuk. Ama gerçekten çok vahşiler ya, resmen azıyorlar Ronnie'yi finalde görünce. Gerçi aynı şekilde Wishow Büyücüsü'nü de desteklerle, Hendry'yi de ama Ronnie'nin yeri, Ronnie'nin fanatikliği bir başka. Snooker'da holiganizm olmaz demeyin, Wembley'de Ronnie varsa finalde, her şey olabilir o tribünde :)
İşte böyle. Barry Hearn'e ayrıca değineceğim. Yolumuz açık, Ronnie'nin morları da hayırlı olsun. Manyak ha. Stephen Hendry ıstakası kırıldı diye yeni ıstakaya alışmak için kıçını yırtar, bu deli Ronnie Masters'a o gün eline geçen bir ıstakayla başlar şampiyonluğa yürür. Hey allahım, ne adamsın. Açmış ama mor, tuttum.
Eh Galatasaraylı insanın mor smokinli snooker'cısı olmalı dimi ama.
Aman, Ebdon olmasın da o morlu. Gerçi o pembeyi seviyor.
Neyse işte, böyle. Hadi bitsin.
2 yorum:
yazmadığın bir spor dalı var mı?şöyle bir baktımda maşallahı varmış.istikrarını ve takibini koruyabilmeni dilerim ne yalan söyliyim böyle komple bulunmuyo harika fubol blogları var ama haliyle onlarda tek bir alana ağırlık veriyorlar bahsetmiyo değiller ama böylesine de rast gelmemiştim.iyi oldu bu "sonraki blog" butonunu kurcalamak.
Haklarını yememek lazım, Tardini Büfe özellikle çok güzel snooker yazıları yayınlar, Sports Commentator diye bir blog var, orada da bisikletten kış sporlarına çok geniş bir branş yelpazesi mevcut.
Ben de ilgilendiğim kadarıyla yazmaya çalışıyorum, teşekkür ederim :)
Yorum Gönder