20091205

Birleşik Krallık ve İlk Tur Eşleşmeleri

Evet, nihayet snooker sezonu hareketlenmeye başlıyor. Sezonun Dünya Şampiyonası'ndan sonra en prestijli sıralama turnuvası olan Birleşik Krallık Şampiyonası 5 - 13 Aralık tarihleri arasında Telford'da oynancak.

Snooker özellikle krizden bu yana iyice sponsor ve dolayısıyla da kan kaybı yaşamaya başladı. Bu yüzden Birleşik Krallık'ın sponsorluğu da üç senenin ardından bir kez daha el değiştirdi. Bu yıl Pukka Pies'ın sponsorluğunda düzenleniyor. Hatta bu bahsettiğim kriz o kadar felaket boyutlara ulaştı ki artık Asya'nın giderek iyice snooker fabrikası olması, ilginin özellike Ding Junhui, Marco Fu ve yeni dönemde de Liang Wenbo ile artışa geçmesi, haliyle de fon anlamındaki kaynakların muhtemel çokluğu yüzünden Crucible Arena ile bütünleşmiş olan Dünya Şampiyonası'nın Asya'ya doğru taşınması gündeme gelmişti.

Snooker'ın ne kadar büyük bir gelenek sporu olduğunu düşünürsek, geleceği için globalleşmesi, globalleşen dünya şartlarına ayak uydurması gerekiyor varlığını sürdürebilmek için. Ama Dünya Şampiyonası'nın da Ada'nın dışına çıkma ihtimalinin bile düşünülmesi bu krizin ne kadar büyük boyutlarda olduğunun göstergesi.

Turnuva Tarihinden Notlarım

Birleşik Krallık'a 1984 yılına kadar Galli, İngiliz ve İrlandalı oyuncular katılabiliyordu. Bu bile ne kadar kendi içinde, ne kadar sıkı geleneklere sahip olduğunun bir göstergesi. Her ne kadar 1984'te tüm profesyonel snooker oyuncuları turnuvaya katılma hakkı kazansa da 2005'e, Ding Junhui'ye kadar, sadece Galli, İngiliz ve İrlandalı oyuncular kazanmıştı.

Hatta 2005 yılında Din, 15 yıl aradan sonra finale çıkan üstad Steve Davis'le karşılaşmıştı. 10-6'lık bir skorla şampiyonluğa ulaşmış ve bu turnuvayı kazanan ilk (görece) "yabancı" oyuncu olmuştu.

Turnuvanın geçmişine baktığımıza 80ler'de ağır bir Steve Davis dominantlığı görüyoruz; 6 şampiyonluk ve bir ikincilikle. 90lar'da ise Stephen Hendry çıkıyor ve 5 şampiyonluk/2 ikincilikle ağırlığını koyuyor. 2000ler'de ise yaygınlaşan snooker'la beraber farklı isimlere, 2005'te ise farklı bir uyruğa şahit oluyoruz. Yanlış değilsem izlediğim ilk UK C'ship finali 2003 yılındaki Matthew Stevens - Stephen Hendry maçıydı. Stevens şampiyonluğa ulaşmıştı. Ronnie O'Sullivan ise Davis ve Hendry'nin ardından 4 şampiyonlukla turnuva tarihinin en başarılı isimlerinden.

Birleşik Krallık Şampiyonası - 2009

İlk tur eşleşmelerine baktığımızda öyle bir maç görüyoruz ki iki efsanenin mücadelesi; Stephen Hendry - Steve Davis. İkisi de bu turnuvanın en büyük isimlerinden. Özellikle Steve Davis sürekli bıraktı bırakacak, ama her seferinde de bir sonraki sezonda geri döndü. Bir ara artık yorumculuk yapacağım dedi ama geri döndü. Evet artık eskisi kadar yüksek bir konsantrasyon ve yaş dolayısıyla da fiziksel yeterlilik sağlayamıyor. Ama yine de Steve Davis gibi büyük bir ismi elinde ıstakayla çuhada izlemek büyük bir keyif. Stephen Hendry ise zaten "snooker'ın başarılısı" olarak hiçbir kimsenin itirazı olmadan tanımlanabilir.

Diğer bir önemli eşleşme de Matthew Stevens - Ronnie O'Sullivan. Stevens yukarıda da bahsettiğim gibi izlediğim ilk Birleşik Krallık turnuvasının şampiyonuydu. Ve bu iki isimden birinin daha ilk turdan turnuvaya veda edecek olması aslında biraz da üzücü. Ama daha en başından harika bir maç, çok keyifli anlara gebe bir maç bekliyor bizleri. Nasıl ki demin yukarı Stephen Hendry'ye "snooker'ın en başarılısı" dedim, Ronnie O'Sullivan da aynı şekilde "snooker'ın en yeteneklisi". 4.30 dakikada yaptığı 147, restten nefret ettiği tersine gelen banda yapışık durumlardaki beyaza vurabilmek için sol elle de oynamaya başlaması ve ritmini tutturduğunda makina gibi masayı işleyen, seriler yapan ve adeta çuhayı rakibine dar eden bir adam. Ama gelin görün ki, bir o kadar da deli, bir o kadar da konsantrasyon problemi yaşayan maçtan çok çabuk kopabilen biri. O yüzden zaten "en başarılı" değil, "en yetenekli".

Judd Trump ve Peter Ebdon. Peter Ebdon tam bir uzun maç adamıdır. Bu açıdan bu eşleşme de ilginç olacaktır aslında. Uzun uzadıya güvenli vuruşlar yapar, snookerlar bırakır, oyunu ağırdan alır Peter Ebdon. O yüzden aslında Ronnie'ye en ters kaçan tiptedir. Trump ise takip edebildiğim kadarıyla açık oynayan, genelde hızlı oynamayı, çabuk vuruşları ve doğrudan pota gitmeyi tercih eden bir oyuncu. Dolayısıyla bu eşleşme birbirine zıt iki oyun tarzının kapışması şeklinde geçecek. Peter Ebdon oyunu yavaşlatabildiği, Trump da oyunun içinde kalabildiği sürece maça dahil olacaklardır.

Son olarak Mark Williams - Graeme Dott maçına değineceğim. Greame Dott tıpkı Ken Doherty ve diğer birçok Dünya Şampiyonu gibi Crucible Laneti denen totemin etksinden çıkamamış, bu Dünya Şampiyonluğu'nun tesadüften ibaret olmadığını kanıtlayamamıştır. Ama yine de her daim dikkat edilmesi gereken bir oyuncudur, her yiğin harcı olmayan bir apoleti var ve Dünya Şampiyonu unvanıyla salona çıkan oyunculardandır. Öte yandan Mark Williams, o da bir türlü sahip olduğu yeteneği süsleyememiştir. Bileğindeki sakatlıktan dolayı da uzunca bir süredir ya sargıyla çıkıyordu turnuvalara yada hiç çıkmıyordu. Oynadığı maçlarda da bir yerden sonra bileğinin verdiği rahatsızlık yüzünden kopuyordu. Ama gene de keyifli bir maç olacağı ortada.

Yazamadım hiç snooker blog'a başladığımdan beri. Nihayet vakit ayırdım da yazabiliyorum. Dolmuşum, turnuvanın heycanı da var tabi. Güzel bir hafta bekliyor. Birinci tur eşleşmeleri de aşağıdaki gibi;

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails