20100819

2010 - 2011 Serie A || Palermo

Geçen sezon Messi'yi bir kenara koyarsak izlediğim en muazzam bireysel performanslardan birincisine sahip bir adamın takımın. Tabii ki bahsettiğim kişi Fabrizio Miccoli. İlk Juventus macerasında şans bulmuşluğu var da 2005-2007 arası Benfica'da kiralık oynadı ve aslına bakarsanız da harikalar yarattı. Palermo da durmadı aldı, 3 senedir zaman zaman bazı maçların tozunu atmayı da başarıyor.

Delio Rossi bu takımda kilit adam. Lazio'dan ayrılıp takımı Ballardini'ye bırakırken kafasında Palermo'yla Avrupa'ya kalma fikri vardı. Lazio bunu bir iki sezon içerisinde başarabilecek bir düzende değildi onun için, gerek kado yapısı gerek yönetim gerekse de kadro içersindeki çatışmalar Rossi'nin planlarının  bir süre daha ertlenmesine neden olacaktı. O da Palermo'ya, Avrupa'yı isteyen kadroya gitmeyi tercih etti.

Geçtiğimiz sezonun başında geldi takıma ve ayağının tozuyla Miccoli ve Cavani'nin yanına çok önemli bir ismi, genç bir ismi ekleyerek takımı resmen tamamladı; Javier Pastore.

Fikstürleri bir hayli zorluydu, lige başlangıç belki de en zor takımlara karşı olmuştu ama buradan minimum hasarla ayrılmayı başardılar. Ama kritik dönemlerde yaşadıkları kritik beraberlikler yüzünden Şampiyonlar Ligi'ni resmen son dakikada kaçırdılar. Bu sezon Şampiyonlar Ligi için oynamak isteyeceklerdir muhakkak ama kadroda birkaç önemli değişiklik oldu. Biraz onlara bakalım.

Gidenler: Bertolo, Bresciano Simon Kjaer, Simplicio, Edinson Cavani ve Lanzafame.

Ne Bresciano'dan ne Simplicio'dan ne de Lanzafame'den konuşmaya gerek var sanırım. Burada bahsedilmesi gereken sadece iki isim var ve iki isim de gelecek dönemlerin çok önemli isimleri arasında olacaklar; Edinson Cavani ve Simon Kjaer.
Kjaer. Midtjylland'te başlayan kariyeri ertesi sene Palermo'ya bağlandı. Morten Olsen'in sakatlıklardan başı dertteyken ilk kez milli formayı giyme şansı yakaladı; ve bunu bir Baltık Derbisi'nde, deplasmanda yakaladı. Ibra'ya karşı İsveç maçı. Büyük ihtimalle böyle genç bir savunmacıya karşı Ibra hat-trick yapacağını düşünmüştür ama Kjaer buna izin vermedi. Hava hakimiyeti kurdu adeta Ibra'ya karşı. O inanılmaz dribling yeteneklerine geçit vermedi ve Danimarka 0-1 kazandı.

Sonraki maçta Ronaldo'nun Portekiz'ne karşı yine ilk 11'deydi; 2010 elemeleri. Kjaer yine muhteşem bir performansla Liedson'u da durdurdu Ronaldo'yu da.

Palermo'da ise zaten savunmanın belkemiğiydi. İlk sene 8. geçtiğimiz sene ise 5. oldular ve bunda en az Miccoli kadar Kjaer'in de katkısı muazzamdı. Avrupa Ligi'ne kaldılar ama o €10m karşılığında Wolfsburg'a gitmeyi tercih etti. Nedendir bilinmez. Yakında Premier League'e gider.
Ve Cavani. Yetenekleri, mücadelesi, sürati. Çok önemli işler yapabilecek potansiyelde. Palermo'da istenmeyen olaylar yaşadı ve gitmek istedi. Palermo da izin vermek zorunda kaldı. İlk sene kiralık, satın alma opsiyonuyla 4 yılda €20m ödeyecek sanırım Palermo'ya Napoli.
Napoli'nin ufak çapta bir Güney Amerika kolonisi olması ve Lavezzi'nin 7 numaralı formayı jest yaparak Cavani'ye vermesi sanırım iki büyük etken oldu Cavani'nin Napoli'yi tercih etmesinde :) Napoli yine izlenesi takımların balşında geliyor.
Tabii böyle isimler gitti de kimler geldi. Bir de ona bakalım.

Gelenler: Matteo Darmian, Kamil Glik, Santiago Garcia, Massimo Maccarone ve Mattias Munoz.

Matteo Darmian, Glik ve Mattias Munoz üç önemli genç isim. Cavani'nin gidişinden sonra kadrodaki diğer genç Abel Hernandez yokluğunu aratmamak için elinden geleni yapmaya çalışacaktır. Ve Mattias Munoz. Bu genç savunmacı ise çok daha zorlu bir görevi, Kjaer'in yokluğunu üstlenmeye çalışacak. Ama yetenekleri ve isteği var.

Palermo yine Avrupa'ya oynayacaktır ama çok önemli iki isimle yollarını ayırdılar. O yüzden Şampiyonlar Ligi'ne kalmaları bu sene biraz daha zor olabilir. Ancak kadrodaki gençleri önümüzdeki yaz döneminde kaybetmez ve sezon boyunca takıma iyi entegre ederlerse o zaman 2011-2012'de çok daha oturmuş bir Palermo izleyebiliriz.

Ama Delio Rossi bu gençleri bir arada tutmak için elinden geleni yapacaktır. Takım da taraftar da çok motive. Cavani ve Kjaer'in gidişinden hiç kimse mutlu değildir ama sonuçta yerlerine en az onlar kadar genç ve de yetenekli isimler alındı. Rossi'ye güven tam. Eğer bu güven boşa çıkmazsa Palermo'daki yeteneklerin gelişimini izlemek çok keyifli olacak.

Napoli de Palermo da merakla izleyeceğim takımlardan oldu bir kez daha.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails