20100702

2010 Güney Afrika || Çeyrek Final, 1.Gün

Brezilya : 1 Hollanda : 2 || 11 Altın Portakal !



Herkeste ortak bir görüş vardı ve bu görüş Brezilya'nın rahat bir şekilde yarı finale çıkacağıydı.. Ama portakallar için başka bir ihtimal daha vardı. Akıllarda 1998 Fransa'da kaybedilen yarı final maçının intikamı vardı. Maçtan önce de çoğu kişi bunun farkındaydı, bunun muhabbetini yapıyordu ama kimse bunun gerçekleşeceğini düşünmüyordu. Nitekim maç da beklendiği gibi Brezilya'nın baskın oyunuyla başladı.

Brezilya maça hızlı başlamıştı ve Hollanda bu ataklara karşılık veremiyordu. Henüz 8. dakikada Robinho topu ağlara gönderdi fakat japon hakem ofsayt nedeniyle golü geçersiz saydı ama aynı hakem 10. dakikada bu sefer golü vericekti. Felipe Melo'nun orta sahadan attığı ara pasına çok iyi hareketlene Robinho , düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi ve takımını 1-0 öne geçirdi. Orta sahadan atılan bir ara pas'ın bu kadar büyük tehlike yaratmasında bir sebebi vardır elbet; Ooijer. Robben bile atılan topun tehlike yaratacığını sezip Robinho'yu takip ederken Ooijer'in uyuması gerçekten büyük hataydı.

Golden sonra baskını arttıran Hollanda, rakip kaleye daha fazla yüklenmeye başlamıştı. Gerek Kuyt gerekse Van Persie'yle tehlikeler yarattı fakat Brezilya defansı ve kaleci Julio Cesar gole izin vermedi. Oyunda hakimiyeti ele geçiren Brezilya, oyunu istediği gibi yönledirip atak yapıyordu. Kısacası ilk yarı Brezilya ne derse o oluyordu. Hollanda ise tam bir hayal kırıklığı yaratmıştı bende. Her ne kadar Brezilya'ya karşı oynasalar da gözlerim hep o atak oynayan, rakibini boğan Hollanda'yı aradı.

İlk yarıda Hollanda Mathijsen'in yokluğunu oldukça hissetti. Mathijsen'in yerinde oynayan Ooijer araya sürekli adam kaçırarak Brezilya'nın tehlike yaratmasına sebep oluyordu. 2.yarı ise maça damgasını vuran isim tartışmasız Felipe Melo'ydu.

Dakikalar 53'ü gösterdiğinde Sneijder'in ortasıyla Hollanda beraberliği yakaladı. Fakat ortaya kafa vuran isim Felipe Melo'ydu. Julio Cesar'la birlikte topa yükselen Melo, hem takım arkadaşının topa müdahale etmesini engelledi hem de Julio Cesar'ın ıska geçtiği topa yanlışlıkla da olsa kafa vurarak topu kendi ağlarına yolladı.



Yediği golle moral bozulan Brezilya topun hakimiyetine Hollanda'ya kaptırdı ve bu dakikadan sonra Hollanda, rakip kalede daha etkili olmaya başladı. Golün şaşkınlığını üzerinden atan Brezilya, Kaka ile tehlike yarattı fakat Kaka'nın şık vuruşu az farkla dışarı gitti. Hollanda baskılı oyunun karşılığını 68. dakikada buldu ve 2-1 öne geçti. Robben'in ortasında Kuyt ön direkten topu arkaya aşırttı ve topu çok iyi takip eden Sneijder takımın 2. golüne imzasını attı. Portakallar yarı final için 22 dakika daha dayanmalıydı..

Hollanda'nın bu etkili oyununa karşılık veremeyen Dunga'nın Brezilya'sında, 76. dakikada Luis Fabiano yerini Nilmar' a bıraktı. Bu değişiklik öncesinde ise 2.yarıya damgasını vuran adam Felipe Melo, Sneijder'e önce faul yaptı ardından pozisyonun devamında rakibinin ayağına kasti bir şekilde basarak kırmızı kart gördü. Kısacası Melo maça damgasını vurdu fakat oynadığı futbolla değil.. Dakikalar 73'ü gösteriyor ve Dunga'nın Brezilyası hem 2-1 geride hem de 10 kişi mücadele ediyordu... Tehlike çanları Brezilya için çalıyordu...

Bu dakikadan sonra tüm hatlarıyla rakip kaleye yüklenen Brezilya geride büyük boşluklar bırakıyordu fakat ofans hattıyla ünlü Hollanda bu pozisyonları değerlendiremedi. Maç çok rahat bir şekilde 2-3 farkla Hollanda lehine de bitebilirdi fakat Kuyt, Van Persie ve Robben'in dikkatsizliği maçın 2-1 bitmesine neden oldu.

Yıllardır göze hoş gelen futbol oynamasına rağmen çeyrek finalden öteye geçemeyen Hollanda bu kez şanssızlığını yeniyor ve yarı finale yükseliyordu. Böylece Fransa 98'in rövanşı da alınmış olup, finale bir adım kalmıştı Hollanda için...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails