20100609

2010 Güney Afrika || Sakatlar Karması

Önce Backham gitti, ardından Ballack. Hemen sonrasında da her kötü haberde olduğu gibi diğerleri çorap söküğü gibi geldi. Nerdeyse çeyrek final görebilecek cinsten bir ilk 11 kaçıracak kupayı. Pek çoğu kadrolardan çıkartılmadı fakat durumları çok ümit verici gözükmüyor.

Arjen Robben: Macaristan'la oynadıkları hazırlık maçı sırasında son dakikalarda "hamstring" denen, dizin arkasında, femurun yani uyluk kemiğinin etrafındaki üç ana bağdan birinde çekme yaşadı. Normal şartlarda iyileşme ve kondisyon kazanma süreçleriyle birlikte yaklaşık 4 haftayı bulabilecek bir sakatlık.

Takımla beraber Güney Afrika'ya gitmeyecek ve büyük ihtimalle grup maçlarında yer almayacak. Ancak turnuvanın ikinci haftasında takıma katılması bekleniyor. Ne kadar formda döner, dönerse kendisini zorlayacaktır fakat zorlarsa sakatlığının durumu nerelere götürür onu, bunları görmeden bilmek mümkün değil. Marwijk bir kumar oynadığını kabul etti.

Michael Ballack: Pourtsmouth karşısındaki FA Cup finalinde diz bağlarını zedeledi. Çok önceden belli olmuştu zaten kupaya kalamayacağı, kadrodan çıkartılmıştı. Almanya politika gereği tekrardan gençlere yöneliyor, Türk asıllı oyuncuları kadroya dahil ederek ilerleyen yıllar için gurbetçi havuzunu genişletmeyi amaçlıyor.

Ballack'ın yokluğu, özellikle liderlik açısından çok büyük sıkıntı yaşatacaktır Almanya'ya. Klose'nin varlığı neresinden bakarsanız bakın Ballack etkisini yaratamaz. Kaldı ki geride bıraktığımız sezondaki performansı yerlerdeydi, ama Klose bu, havasını bulursa takımı ateşleyebilir. Onun haricinde gençlerden Özil önderliğinde liderlik paylaşımı izleyebiliriz sahada.

Didier Drogba: Yaşının artık 32 olduğunu da düşünürsek son Dünya Kupası olması muhtemel Drogba'nın. Belki bir başka Roger Milla benzeri bir olay yaşatır bizlere ve 36'sında 2014'te sürprizlerle döner :) Drogba bu, LeBron'un futbol şubesi fizik açısından. Ama gelin görün ki Drogba da hazırlık maçı gazisi oldu.

Kolunda kırık var Drogba'nın. 2-0 kazandıkları Japonya maçında sakatlandı ve hemen ameliyata alındı. Sonuçlara göre oldukça başarılı geçmiş operasyon. Takımla beraber Güney Afrika'ya gitti ve şuan kondisyon üzerine antrenmanlar yapıyor. Oynayacaktır, ama ne kadar? Asıl soru bu olmalı.

Andrea Pirlo: Bir hazırlık maçı kurbanı daha. Zaten yaş ortalaması İngiltere'nin ardından tavan olan bir diğer takım olan İtalya, bir de şimdi ortasahadaki beynini kaybetti. Bir kas sakatlığı geçirdi Pirlo baldırından. Ve iyileşme sürecinin 3 haftayı bulabileceği söyleniyor. Bu durumda yetişmesi neredeyse imkansız gibi.

Ama öte yandan kendi açıklamalarına baktığımızda Slovakya'yla oynayacakları son grup maçına yetişebileceğini söylüyor. Eğer çeyrek finali görürse İtalya, belki o zaman Pirlo'dan faydalanabilirler diye düşünüyorum. İtalya açısından çok büyük bir kayıp.

Humberto Suazo: Robben'le aynı sakatlığı yaşıyor Şili'li forvet. Geçtiğimiz pazar günü İsrail'le oynadıkları hazırlık maçında sakatlandı. Onun da iyileşme süreci üç haftayı bulacak gibi anlaşılan. Şili belki de en etkili isimlerinden birini kaybetti; işleri iyice zora girdi.

Belki İsviçre ve İspanya maçlarına yetişebilir. O kadar. Suazo'nun yerini alması beklenen Paredes ise Suazo'nun boşluğunu kuşkusuz ki kapatamayacaktır. Bu grupta bir şansları varken, şimdi o da zora girdi Suazo'nun yokluğuyla birlikte.

Nani: Listeye en son katılan isim Nani. Son aylarda muhteşem bir grafik yakalamıştı. Portekiz adına belki Ronaldo'nun yanında en çok bel bağlanan isimdi. Queiroz'un planlarında ilk sırada olduğunu söylemek için alem-i cihan olmaya gerek yok. Kamerun maçında da harika işler çıkarmıştı.

Klavikuladan, köprücük kemiğinden sakatlandı. Ve nedense bana çok tanıdık gelen bir şekilde; gol sevinci sırasında :) Turnuvanın hiçbir bölümüne yetişemeyeceği de garantilendi. Queiroz tarafından yapılan açıklamada yer almasının mümkün olmadığı, kadro dışında kalacağı kesinleştirildi.

Rio Ferdinand: Diz sakatlığı. Ve işleri belki de daha can sıkıcı hale getiren bir başka şey ise Ferdinand'ın boyu. Tabii ki sakatlığın boyutlarıyla ilgili açık bir bilgim yok fakat diz, uzun bir insanın herşeyidir. O koca vücudun yükünü dizlerden alan belki biraz bel bölgesidir. Ve sakat olan dizlere ne kadar çok yük binerse, iyileşmesi o kadar vakit alır.

Çok uzun olup da diz sakatlığını sağ salim atlatabilmiş tek bir kişi biliyorum; Amare Stoudemire. O kadar. Rio Ferdinand şuan Manchester'da ve kulüp doktorları tarafından tedavi görüyor. Durumuna ve iyileşme sürecine bağlı olarak tekrar takımın Afrika'daki kampına dönebilir gibi gözüküyor ama yine de hiçbir şey kesin değil.

John Obi Mikel: Bir diz sakatlığı daha. Aslında yetişme ihtimali vardı; ama Don Kişot'luğa gerek duymadı Mikel. Aslına bakarsanız çok doğru bir karar. Bir İngiltere yada ne bilim bir Brezilya oyuncusu olmadığınız sürece bu derece ciddi bir sakatlığı göz ardı edip turnuvaya yetişmeye çalışmanız saçma olur.

Mikel de tam olarak bunu yaptı ve kariyerinin büyük bir bölümünü riske etmek istemediğini, dolayısıyla Dünya Kupası'nda oynama ihtimalini değerlendirmek istemediğin söyledi. Böyle olunca da Nijerya kadrosundan çıkartıldı. Mantıklı karar. Büyük kayıp.

Michael Essien: Essien zaten kronik sakat. Bu Chelsea'de var bir bokluk. Üç büyük isim, üçü de Chelsea'den. Essien, Mikel ve Drogba. Essien son sakatlığına rağmen Chelsea'den kontratı kapmayı bildi gerçi. Blog'ta da uzunca bir yazıyla anlatmıştım sanırım Essien'in sakatlığını; Ocak ayına kadar gidiyor.

Bir türlü tam olarak iyileşemedi, dönemedi bir türlü. Böyle olunca da kaptan, Dünya Kupası kadrosunda çıkartıldı. İşin komik yanı, bu duruma Essien'in babasının sebep olduğu söyleniyor; vodoo hodoo işleri :)

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails