Lillehammer tam bir rüzgar yarışına dönmüştü, rüzgarı doğru yakalayan antrenör ve bu rüzgarı iyi karşılayan atlet uçuyordu alabildiğine; tıpkı Simi'nin yaptığı gibi. Bir önceki günün dördüncüsü Harri Olli ise ikinci günde ikinciliğe yükseldi. Fransızlar'ın yegâne umudu Emmanuel Chedal ise podyuma yükselmesini bilerek üçüncülüğü aldı. Nicolas Dessum'dan bu yana (sanırım 1997) ilk kez bir Fransız podyuma yükseldi.Aslında Fransızlar bu sene kış sporlarında hiç de fena isimler çıkarmıyorlar. Kuzey Kombine'de Jason Lamy-Chappuis ortalığı birbirine katıyor, Simon Fourcade biathlonda çeşitli sürprizler yapabilecek kadar potansiyelli ve ilerleyen yıllar da daha da iyi olacaktır. E buz pateni deseniz Brian Joubert geri döndü. Bu Kayakla Atlamada niye böyleler aklım sırrım ermiyor. Acaba Lamy-Chappuis'i Kayakla Atlama'ya mı transfer etseler? Yakından izliyorum diyebileceğim kış sporlarının başında bu yazdıklarım geliyor, takip ettiğim kadarıyla da Fransa Takımlarından en az bir tane bel bağlanan isim çıkıyor, hepsi de zirveyi zorlayabilecek potansiyelde oluyor.
Pascal Bodmer başarılı sonuçlarına burada da devam etti ve Gregor Schlierenzauer'in hemen ardından beşinci oldu. Greg de ikinci gün Simi'nin ilk gün yaşadıklarını yaşadı ve değişken hava koşularına ayak uyduramayınca podyumun dışında kaldı. Havadaki dengesi iyidiyse de rüzgarı iyi karşılayıp yükselemedi. Tabi bu dediğim ikinci atlayışı içindi. İlk atlayışı 150.5m'di ve inanılmazdı. Havada dengesini sağladı ancak inişte haklı olarak telemark'ı göstermeyi geçin ne kayaklarının ne de bedeninin dengesini koruyabildi ve düştü. Neyse ki ciddi bir sakatlık yaşamadı ve ikinci turda da atlayabildi.
Belki de havaya çamur atmanın alemi yoktur Schlierenzauer için, sonuçta Kuusamo'da ve Lillehammer ilk günde de çok ideal şartlar yoktu. Belki de düşüşten sonra temkinli davranmak istedi. Ama gerçekten çok çirkindi hava durumu yahu.
Günü kârlı çıkanlar Almanlar oldu. Üç sporcuları ilk 10'da yer aldı ve bu üç sporcunun ikisi gencecik yetenekler. Bodmer, demin de söylediğim gibi beşinci olurken onun ardından Michael Uhrmann dokuzuncu, Andreas Wank ise onuncu oldu.
Schili 150m'ye uçmadan evvel aslında Simi 146'yla Schili'nin bir önceki rekorunu kırmıştı. Ama sıra Schili'ye geçtiğinde rekor bir kez daha ondaydı. Aslına bakarsanız ben hiçbir anlam veremedim jürinin devam kararına. Kaldı ki Schlierenzauer'in 150m'ye uçmasında çok normal değildi, rampa hızı o rüzgar koşullarına göre çok yüksekti. Gerçi sonra rampa hızını düşürme kararı aldı jüri ama devam etmemeliydi yarış. Sonuçta bu bobsley'le birlikte belki de en tehlikeli kış sporlarından birisi.
Anders Jacobsen final turuna kalamazken Bjorn Einar Romoeren ve Thomas Morgenstern inanılmaz derecede gerilerde kaldı. Hava koşulları hakikaten rezalet haldeydi.
Ayrıca Janne Ahonen gribal durumu sebebiyle hastaneye kaldırıldı demiştim. İşte o sebepten yer almadı bu yarışta. Ayrıca aldığım duyumlara göre de Andreas Kuettel de ilk defa baba olmuş. Şimdi anladım Simi'nin neden kameraya "umarım başarmışsındır" gibisinden bağarmasının sebebini.
Edit: Sonradan baktım da Alexander Pointner ve Werner Schuster rahatsızlıklarını dile getirmiş. Hatta Pointner bir daha kesinlikle benzer bir koşulda sporcularına kayma izni vermeyeceğini de dile getirmiş. Werner abimiz de şiddetle onaylamış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder