20091011

Arjantin 2 - 1 Peru

Muazzam bir maçtı. Uzun yıllar unutulmayacak, 2010 dendi mi akla gelecek maçlardan biri olacak. Kazanmaktan başka şansı olmayan bir Arjantin, prestij için sahaya çıkan bir Peru. Gün içinde yağan yağmurun maça sarkmamasından dolayı duyulan mutluluğun ikinci yarıda yerini kabusa bırakması, oyunun terse dönmesi.

Maradona'nın kadro tercihi ortaalan hariç gene hatalıydı. 36 yaşındaki Schiavi çağırılıyorken Zanetti niye yok, Walter niye yok? Insua, Perez ve Di Maria'nın oynaması, Aimar'ın da nihayet tekrar çağırılması çok doğruydu. Ama stoper ikilisi özellikle yağmurla beraber iyice düştü oyundan. Neyse burası ikinci yarının hikayesi. İlk yarıya döneyim ben.

İlk pozisyon Perez'le Arjantin adına geldi. Di Maria sol kanada inanılmaz bir hareketlilik getirmiş. Aimar'ın üstünlüğü ve farkıysa ortada. Sürekli takım arkadaşlarını boşa kaçırdı, arapaslarla oyunu zenginleştirdi, Peru'nun özellikle ilk yarıda sahada olmamasını sağlayan dominant Arjantin ortasahasının bel kemiği oldu. Oldukça iyi pozisyon yarattılar, oyun Messi'ye yıkılmadı Aimar'ın zengin paslarıyla ama bitiricilikte Higuain biraz aksadı.

İkinci yarıya gerek yağmur gerekse de konsanstrasyon düşüklüğü sebebiyle biraz garip başladı Arjantin. Özellikle Vargas'ın çabalarıyla karşılarında çok daha dengeli bir Peru buldular. Gerçekten problem yaratabilecek bir tek Vargas varken Peru'da, Arjantin defansının bu kadar (yağmuru bahane etmiyorum) pozisyon vermesi kötü. Genç defansların oyun sezmedeki yetersizliği, yaşlıların ise (ki bu sözüm Schiavi için geçerli) ağır kalışı yüzünden bikaç kere pozisyon vermemek için tehlikeli bölgelerde faul yapmak zorunda kaldılar. Ama Aimar'ın inanılmaz oyun görüşü ve adrese teslim arapasıyla Higuain golü buldu.

Bu kadar önemli bir maçta konsantrasyonunuz 15dk.'lık bir devre arasında dağılamaz. Arjantinli oyuncuların oyundan düşmelerinin sebebi yağmurun ağırlaştırdığı zemin ve formaların fiziksel tüketimiydi. İlk yarıda sol kanattan Peru'nun başına iş açan Di Maria ikinci yarıda neredeyse hiç yoktu meydanda. Messi de büyük ölçüde geri planda kaldı. Peru çok fazla ileri ıkma imkanı buldu.

Yağmur resmen Peru'ya yaradı. Yağmur duaları tutmuş gibiydiler. Aimar'ın pasları yerini bulmamaya başlayınca Arjantin orta alandaki üstünlüğü de söndü haliyle. Bu fırsattan yararlanan Peru, organize olamamanın geçerli olabileceği tek hava koşulunu bulmuştı. Organize olamıyorlardı ama yağış yüzünden pek çok pozisyon buldular. Uzun paslarla zorladılar Arjantin kalesini. Yağmurun yanında şiddetli rüzgarın da olması top kontrolüyle pasların yönünü çok etkiledi. Perez'in yerine Palermo'yu alması hatalıydı bana göre. Ama 1-0'ı korumaktan başka çaresi kalmayınca kötü hava şartlarında, Higuain'in yerine Demichelis'i aldı oyuna. Bu mantıklıydı. Tek forvete döndü.

Değinmek istediğim bişey var. O da Romero'nun tecrübesizliği. Oyunun oynandığı koşullara göre hareket etmeyi bilmiyor henüz. Mevcut şartlara göre pozisyon alması gerektiğini henüz kavrayabilmiş değil. O kadar rüzgarlı ve yağışlı bir havada yüksekten gelen kavisli bir topa çıktı ve elinden kaçırdı haliyle. Gerek eldivenlerin ve topun ıslak oluşu gerekse de şiddetli rüzgarın topun yönü üzerindeki şaşırtıcı etkisi. Romero çıktı, haliyle de elinden kaydı top.

Eğer Palermo yerine Kun'u alsaydı Maradona, yağış o derece hızlanmadan evvel kendisine çok daha büyük bir fark yaratabilir, hava muhalefeti karşısında daha az zorlanabilirdi. Kun'un alan boşaltan, rakip defansı ters ayağa düşüren ve arkaya kaçan koşularıyla Aimar'ın üstün oyun görüşü ve pasları birleşseydi Maradona bu kadar perişan olmayacaktı. Hatta belki kendisine gol yeme opsiyonu kalacaktı.

Maçın sonu ise Futbol Tanrıları'nın insiyatifindeydi. Peru golü bulduğunda yıkıldım. Arjantin'i tuttuğumdan falan değil ama galiba o an içimde bir Arjantin taraftarı vardı. O karambol sırasında annemi uyandırdım, bağardım zıpladım. Ve aradan San Palermo buluştu topla. Gönderdi ağlara ve kollarını açtı gökyüzüne, "Thank God" diye bağırdı. Maradona da 80ler'i hatırlatan bi süratle çimlere attı kendini. Kaydı boydan boya. Arjantinliler kutladı Palermo'yu. Sonra döndüler mevkilerine. Palermo hala orda kolları açık bir şekilde bağırıyordu. Daha sonra Peru'nun santradan kullanılan şutu ve direkten dışarı çıkışı geldi. Yüreğim de ağzıma geldi. Ama nihayet, bitti maç. Maradona Uruguay maçına kadar rahat etti. Palermo ise kahraman.

Söz konusu Arjantin ve Maradona olunca.. Sanırım Futbol Tanrıları'nın müdahalesine hazırlıklı olmalıyız.. Portekiz de çıkacak gibi. Danimarka'nın kazanması onları ikinciliğe yükseltti. Arjantin de ilk adımını attı. Onlarsız bir Dünya Kupası düşünemiyorum. Hatta istiyorum ki.. Maradonalı Arjantin alsın yürüsün ileriye doğru. Hatta şampiyon olsun istiyorum Arjantin. Ama Maradona böyle giderse zor. Çok istiyorum Messi'yle Maradona'yı aynı kupayı beraber kaldırırken görmeyi. Bakalım. Büyüleyici bir geceydi. Uzun süre unutulmayacak bir maçtı.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails