
Shakthar bana göre beklenenden çok daha iyiydi Barça'nın karşısında. Evet Süper Kupa'da UEFA şampiyonlarının üstünlüğü var, geçen sene Zenit'le de gördük zamanında Galatasaray'la da gördük ki arada da örnekleri var. Ama Barcelona'nın buna izin vermeyeceği belliydi. Neyse çok uzattım, artık maça geçim. Ertem Şener için duyduğum üzüntüyü belirterek başlicam. Sonra Messi, Pedro, Ibrahimovic ve takım kimyası sırasıyla gidicem.
Pek çok ilkin yaşandığı bir maçtı. İlk defa bir Süper Kupa maçında normal süre berabere bitti.Ertem Şener 90 dakika boyunca "gol!" diyemedi. 100 küsür dakika boyunca anlattı da anlattı. Kendine has üslûbuyla sundu, her pozisyondan bahsetti ama gene "gol!" diyemedi. Dakika 115 olduğunda gol oldu ama Ertem Şener gene "gol!" diyemedi. Talihsizlik. Üzüldüm adına.
Messi, nam-ı diğer Marodona Jr., giderek Maradona'ya benzemeye başlamış. Sessiz sakin gözüken halinin altında hırçın bi delikanlı varmış. Yeri geldi, tavrını koydu. Dozundaydı neyse ki. Gerçi takım arkadaşlarının müdahalesi de etkili olmuştur ama kupayı o kadar çok istiyordu ki hiç birşeyi riske etmezdi. Çektiği her şut, verdiği her pas ve attığı her çalım ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu ve kupayı ne kadar çok istediğini gösteriyordu. Srna'yı oyundan düşürüşü nedir, onca Shaktharlı'nın içinden pas çıkarışları nedir? UEFA ne iyi etti de verdi ödülü. Herşeyiyle hak etti kupaları da ödülleri de. Bu kadar genç yaşta çok yetenekli olursunuz, büyük potansiyel olursunuz, çok iyi oyuncu olursunuz. Ama 22 yaşında büyük oyuncu olamazsınız. İşte Messi böyle bir oyuncu. Ne güzel insansın, ne büyük futbolcusun.
Pedro ve Pep. Guardiola teknik direktör olarak takımıyla beraber büyüyor, daha doğrusu gelişip ilerliyor. Real Madrid yada Bayern Münich gibi olmayacağının kanıtı bugün sahadaydı ve kupayı getirdi. Guardiola sadece efsane bir takım kurmadı, ayrıca bir ekol yarattı. Tıpkı Jupp Derwall'in başlattığı, Mustafa Denizli'nin devam ettirdiği şimdiyse Rijkaard'la küllerinden doğma sinyalleri veren Galatasaray devrimi gibi. Evirip çevirip bir iki transferle aynı kemik kadroyla jübile yapacak bir dönem olmayacak Pep dönemi. Ve bunu bu gece gösterdi Guardiola. Pedro Rodriguez'i oyuna aldı, Ibram'ı çıkardı. Gençler böyle parlıyor. Arda da çok farklı değildi, az kalsın gene kiralanıyordu. Fırsat verildi, kendini gösterdi. Tabi şuanki hikaye bambaşka bir boyutta. Pedro, sıklaşmaya başlayan Shakthar ataklarına karşılık Barça'nın hücum hattına zenginlik getirdi. Yepyeni bir yetenek dünyaya tanıtılmış oldu.
Ibrahimovic. Evet büyük yetenek, evet büyük forvet, evet büyük futbolcu. Ama Barça Inter'deki gibi arka bahçesi değil. Balotelli'yi es geçip kendin devam ettiğin gibi Messi'yi yada Henry'yi es geçip dahası Barcelona'yı es geçip kendin devam edemezsin. Duracağın yerin, vereceğin pasın, atacağın çalımın vaktini bileceksin. Hatta, nedendir bilinmez sinirlendim, haddini biliceksin. Sağında üç savunma, solundaysa bomboş bi Henry varken maçın adamı olmaya kalkmayacaksın. Yaparsan böyle olur, maçın adamın sana abi diyen gençler olur. Bana noluyosa.
Bu arada çok güldüm, kameramanlar iyi ki kaçırmamış. Platini ard arda gelen kura çekimlerinin üstüne yorgun düşmüş olsa gerek ki bir ara uyukluyordu. Eh be Platini, Louis II'yi meclise çevirdin ya çok yaşa sen!
Oh amma yazdım, Galatasaray'a bile bu kadar yazmadım daha. Elimin bağı çözülmüş. Shakthar'a da affola, hiç sıra gelmedi. Ama Lucescu ve bu performans olduğu sürece Shakthar'dan her halükarda bahsetmek gerekecektir.
Darısı altıncı kupanın başına.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder