Şimdi öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki Milan topla daha çok olan taraftı. Özellikle de ilk yarı boyunca Krasic yokluğunda ise Jorge Martinez solda, Marchisio ise 4-4-2'nin sağına yakın taraflarda, Krasic'in olduğu bölgede yer aldı. Ortada ise Aquilani ve Melo ikilisi vardı.
Milan da ise Bonera, Nesta, Sokratis, Antonini savunmasıyla çıktı. Önlerinde Gattuso, Pirlo ve Boateng, ileride ise ağırlıklı olarak birbirlerine yakın kalmayı tercih eden Pato, Robinho ve Ibrahimovic üçlüsü vardı.
Özellikle Juventus'un Pirlo'ya çare olamayışıyla birlikte Aquilani ve Melo ikilisi göbekte aksamaya başladı. Aquilani hızlı bir adam değil. Melo içinse çok da bişey söylemeye gerek yok; Bidon. Ve fakat Marchisio inanılmaz bir mücadele verdi sahada. Resmen iki kişilik koştu. Quagliarelle ve Del Piero ikilisi forvette olmasına rağmen sıkça orta alana gömüldüler. Yani Juventus daha savunma öncelikli çıkmış olsa da takımın boyunu kısa tutup kapılan toplarla ileriye çıkarken pas imkanı yaratmaya bakıyordu.
Delneri'nin yapmak istedikleri maçın büyük bir kısmı boyunca sahadaydı. Capitano zaten her zamanki gibiydi. Ama dedik ya Pirlo'ya çare olamadı Juventus bir türlü. Melo yada Aquilani kapanmaya kalktığında Pirlo'ya, o zaman da Robinho/Pato/Ibrahimovic üçlüsünden oluşan orta alana dönüşümlü olarak yaklaşan hücum hattında en biri çok müsait pozisyonda boşta kalıyordu. Pirlo da zaten bunları yapıyor.
Ama burdan sonra da Delneri'nin hamlesi geldi. Del Piero'yu yormamak için Quagliarella'yı görevlendirdi ve Pirlo'nun üzerine verdi. Böyle Aquilani ve Melo ikilisi Pato/Robinho/Ibra bağlantısını kesmekle daha yakından ilgilenme imkanı buldular.
Krasic yokluğunda beklerin performansı Juventus için hiç olmadığı kadar önemliydi. Marchisio'yu desteklemesi beklenen Motta'dansa Martinez'in arkasında oynayan de Ceglie'den geldi katkı. Bonera'nın kanadından de Ceglie içeriye ortaladı ve Quagliarella çok temiz bir kafayla topu ağlara gönderdi.
İkinci yarıda ise Allegri'nin başlangıçta birbirine yakın tutmayı tercih ettiği, Robinho'nun daha bi gezinen adam rolünde olduğu hücum üçlüsünü 4-3-3'ün hattına yaydı ve Robinho sola Pato sağa açıldı. Ama bu sefer de Pirlo'yu hücum hattına bağlayan birisi kalmamıştı ortada; ilk yarı boyunca bunu 2'li forvetin ardındanki Robinho yapıyordu.
Allegri herkesi öne çıkarmaya başlamıştı. Bunu tabii Krasic yokluğuna güvenerek yapıyordu. Krasic varken yapmazdı herhalde diye düşünüyorum. Zira kevgire çevirebilirdi. Neyse. Sissoko oyuna sonradan girmişti, öne çıkan Milan savunmasının arkasına çok iyi bir koşu kopardı ama mutlak denebilecek bir pozisyonu harcamak üzereydi ki Capitano gol kokusunun olduğu yerde biti verdi.
Bir kez daha fütursuzca hücumcularını sahaya süren, tecrübesiz teknik direktör sendromunu gördük Allegri'de. Pato'yu alarak Inzaghi'yi soktu oyuna. Milan'ın attığı golde nasıl olduysa Abate ortayı kesmeyi başardı (Abate'ydi yanlış hatırlamıyorsam) Ibrahimovic de ortada Pepe'ye karşı hem boy hem fizik avantajını kullanarak çok iyi yükseldi ve Storari'ye çok da yapabilicek bişey bırakmadan durumu 2-1'e getirdi.
O andan sonra Milan biraz daha yüklense de Delneri savunmayı çok iyi kurgulamıştı. Del Piero'yu da kenara alıp yerine Amauri'yi soktu ve muhtemel uzun toplarda tehlike yaratmak ve forvet hattından +1 savunma desteği almak istedi.
Takım oldukça gençti aslında. Dinç, koşmaktan bıkmayan. Marchisio, Melo ve Aquilani resmen Pirlo'nun toplarına geçit vermedi, Robinho'yu kesti.
Capitano'nun varlığı bu takım için hala daha kilit. Hem iyi hem kötü bir şey bu. Krasic'e verilen saçma sapan bir cezaya rağmen Juventus'un buradan 3 puanla çıkması inanılmaz önemli takım için. Kaptan'ın dizler sıkıntılı, buzlamışlardı kenara geldiğinde. Sonra attı buzları, kalktı Delneri'yle sahanın kenarında durdu.
Sonra kendi kendime kimse seni Juventus'tan eksik etmesin dedim. Önümüzdeki hafta oynanacak olan Trabzon - Galatasaray maçının İtalya ayağıydı. Eğer Juventus buradan puansız ayrılsaydı o zaman 12 puanda kalıcak ve ilk 10'un dışına savrulacaktı. Milan'la arasındaki fark 8'e çıkacaktı. Şimdi üzerindeki takımların puan anlamında birbirine yakın olmasının da yardımıyla Juve, Milan'la arasındaki farkı ikiye indirdi. Ancak Lazio'yla hala daha 7 puan var.
Delneri'nin planları, o rakibe göre göbeği modifiye ettiği 4-4-2'si oturmaya başladı. Zaten kaybedilen puanlarda da genel sebep konsanstrasyon eksikliği ve bireysel hatalardan kaynaklanıyordu. Ve fakat artık Juventus'un da Inter'in Coutinho'yu aldığı gibi en kısa sürede bir wonderkid alıp Giovinco'nun üzerine yeni bir sayfaya başlamaları lazım.
Quagliarella, Iquinta, Amauri.. Forvete baksanıza?
Capitanooo!!!! Bu hafta Barça, Lyon, Galatasaray, Arsenal, Juventus olmak üzere rekora koştuk; 15 puan toplamış bulunuyorum, mutluyum, huzurluyum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder