Comebacks

Birkaç zamandır eski tempoyu yitirmiştim. Gerek gezmeler gerekse oyun sevdası ve tabii ki yoğun spor olayları dolayısıyla hangi birine yetişiceğimi şaştım. Ama 2010 yılının şerefine ben de tekrar formuma dönüyorum.

Bu adam var ya bu adam; Evgeny Plushenko, bu adam bir efsane. O da bir Comeback King. Uzun süreli emekliliğinin ardından Ruslar tek erkeklerdeki dominasyonunu yitirince geri döndü. Ve tabii bu sporu biraz takip edince anavatanlarından Rusya'nın ulusal şampiyonalarına da bir bakıyorsunuz; ve görüyorsunuz ki yeni bir Plushenko gelmeyecek. O yüzden kendisi geri geliyor.

Hatta geldi bile, rekorlarla geldi. Tallinn'deki Avrupa Şampiyonası'nı totalde 255 gibi hayvanî bir toplam puanla bitirdi. Kısa programda 91 küsür puan topladı ki bu son Olimpiyatlar'da kazandığının da üzerindeydi. Tam bir efsane, tam bir inanılmazlıklar abidesi.

Şimdi yarınki programımı açıklıyorum sizlere ve yeni postlarla döneceğimi müjdeliyorum. Öncelikle tabii ki Gaziantep maçı. Sonra Tallinn'deki Avrupa Şampiyonası, Avustralya Açık'ta Çeyrek Final'e doğru, Afrika Uluslar Kupası, sadece Batı'yı yazıp bıraktığım All-Star'a ve Doğu'ya bakış, birkaç haftadır geveleyip durduğum Adrian Sutil ve yeni pistlerle ilgili yorumu üzerine sos. Son olarak da biraz müzik diye planlıyorum.

Tabii blog'da daha önce buz patenine yer vermediğim için (gerek şampiyona olmayışı gerekse de sadece haber yazmaktan çok hoşlanmadığım için) yazı biraz uzuyacak, eskiye dönüşler yapacağım ama olsun. Çok astım bu aralar, müstahakım.

Yarın postlarla dönmek dileğiyle. (yuh bana, Jo transferini bile değerlendirmedim. Artık bu saatten sonra da olmaz. Herkes yazmıştır. Neyse, Dos Santos'u yazarız :P)