20090921

Kasımpaşa 1 - 3 Galatasaray

Rezaletlerle başlayan maç öncesi süreç ve rezaletlerle devam eden bir maç ve mutlu son. Önce 120'lik bilet skandalı, sonra İlker Meral ve iki farklı maç birden. Arda oturur, Elano oynar. Kewell oturur Barış Özbek oynar ama Galatasaray'da Ayhan'la Keita oturduğunda orda kimse oynayamaz. Ayhan döndüğünde ortaalanda bu açıklar verilmeyecek. İki devre arasındaki fark bu derece uçurum olmayacak.

Mustafa - Mehmet ikilisi bir türlü gerekli kademeyi, gerekli derinliği sağlayamıyor. Stoperlerin ağırlığı bilinirken özellikle Mehmet'in geriye atılan toplara karşı çok daha konsantre olması lazım. Mustafa'nın ise alan kapatması lazım. İki en temel libero özelliğinin ikisi de aksıyor şuan. Alan daraltma (ısırmak değil, daraltmak. libero ısırmaz.) ve ortasahayla olan pas trafiğini sağlamak. Ayhan beklemek lazım.

Her yönden ilginç bir maçtı. O kadar farklı iki devre izledik ki. Rijkaard yine bir köşeye yazılası değişiklikler yaptı. Ankara maçında olduğu gibi gene galibiyeti Rijkaard'ın çoğu zihniyete yanlış gelecek olan değişiklikleri getirdi.

Çok da fazla yazmak istemiyorum çünkü Ali Güneş'in sakatlanıp oyundan çıkması ve Nonda'nın oyuna girip üç gol atması futbol tanrılarının bir yerlerden izlediğini bir kez daha gösterdi bana. Asıl konuşulması gereken iki yarı arasındaki dağlar boyu fark. İlk yarıda Arda gene yoktu, kanatta yok oldu gitti. Keita olmayınca eksik gibiydi. Ortaalandan çok top geçti, gene arkaya adam kaçtı. Kasımpaşa'nın golünde arkadan gelen Moritz, resmen basketboldaki trailer tabirine uygun bir koşu tutturdu. Bu tip koşular Türkiye'de çok fazla olmaz. Olsa da etkili olmaz ama daha bu hafta sadece Roma - Fiorentina maçında bu tip koşularla hazırlanan en az beş pozisyon sayabilirim. Defans gömüldüğü sırada Mehmet'in yada Mustafa'nın arkadan gelenleri alması lazımdı. Olmadı. Kewell iyiydi, yaratmaya çalıştı. Elano hala daha uyum sorunu yaşıyor. Sabri, önünde Keita olmadan hücumda verimli olamıyor, ileriye çıkıp savunmada adam eksilttiğiyle kalıyor.

İkinci yarıdaysa Nonda ve Keita girdi, Arda oynamaya, Kasımpaşa yarı alanı geçememeye başladı. Rijkaard bir kez daha teknik direktörlük dersi verdi. Nonda'ysa verilen sürelerinin hakkını kat be kat geri verdi. Bu gece Nonda'nın ve Keita'nın gecesiydi. Bazı cibiliyetsiz zihniyetlerse beni konuşmaktan, yazmaktan ve en sonunda bu hafta düşünmekten bile bıktırdılar, soğuttular. Bakalım belki yarın yada gecenin ilerleyen saatlerinde daha detaylı bişeyler yazarım ama çok da ihtimal vermiyorum. Panathiankos, Ankara ve Beşiktaş maçlarında takıma şans diye çamur atanlar bu geceki 45dk.ları tek tek bi izlesinler ağızlarını açmazdan evvel. Ondan sonra konuşmaya kalksınlar.

O kadar usandım ki maç boyunca, Adnan Polat hakkında bile yazamayacağım. Belki ilerleyen saatlerde, önümüzdeki günde. Belki de bikaç fotoğrafla sadece.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails