20090824

Galatasaray 4 - 1 Kayserispor

Evet hala daha gerçek bir sınav vermiş değil Galatasaray ama bu oynadığımız futbolun Süper Lig'in üzerinde olduğu gerçeğini yalanlayamaz. Üç lig maçında 11 gol atmak ve sezon boyunca oynadığı resmi maçlardaki gol ortalamasını 3.67 çıkarmak. Bu çok uzun yıllardır beklenen ruhun geri gelmek üzere olduğunun en büyük belirtisi. Önce 1-0 geriye düşüp sonra Makakula'yla beraberliği yakalıp ondan sonra da tekrar Makakula'nın golüyle(!) geriye düşen ve Cangele'yi de kaybeden bir Kayseri büyük ölçüde moral kaybetti ve oyundan düştü ancak Galatasaray buna "bahane" dedirtmicek kadar muazzam bir futbol sergiledi. Evet 90 dk. boyunca aynı tempo yoktu ama takımın bütün oyuncuları bütün maç boyunca oyunun içindeydi. Hele öyle bir Mustafa Sarp vardı ki dillere destan. Rijkaard 5-0'lık takımı bozmadı ve aynı 11'le sahaya çıktı. İyi de yaptı. Neskeens ve Rijkaard o kadar güzel kurmuş ki takımı, top rakibin ayağındayken başka kendi ayağındayken başka diziliyor adeta ve herkes yerini biliyor. Dikkatimi çeken en önemli şey defansın ortasahaya yakın olması ve 10 kişiyle yapılan orta alan presi. Ne bir kademe hatası vardı ne de bir adam kaçırma. Fizik üstünlüğü her yönüyle ortadaydı. Top Kayseri'deyken 4-2-3-1 gibi bir dizilim oluyor ve Mustafa Sarp'la Ayhan'ın önündeki oyuncular serbest pres yapıyorlar. Yani kaptıkları anda ileri. Alınan toplar doğrudan kanatlara.

Rijkaard'ın Barcelona geçmişi o kadar belli ki Galatasaray hem gol ortalamasıyla hem de sahaya koyduğu oyunuyla Barcelona'yı andırmıyor değil. Eldeki oyuncular da bu tip oyun için biçilmiş kaftan. O nasıl bir Mustafa Sarp'tır. Ne Linderoth ne de Mehmet Topal. Hiç birini aratmıyor ve böyle yükselmeye devam ederse milli takıma da kazığı çakar. Baros'un dönüşü de muhteşem oldu. Yaptığı çapraz koşular, takipçiliği, alan boşaltması.. Sahada attığı her adım takımı rahatlatıyor, pozisyon imkanları sağlıyor. Arda her zamanki gibiydi, kolundaki bandın ve ona duyulan güvenin hakkını verdi. Elano'ysa gardı iyice inmiş bir Kayseri'ye karşı oyuna girdi ama klasını attığı golle konuşturdu. Akıl ve yetenek doluydu. Şimdilik Elano için çok net konuşulamaz, ancak dinç bir rakibe karşı ilk 11'de başladığında görücez. Hele o Arda'nın demivolesi, Baros'un takibi. Çok güzel, çok.

İkiz kulelere gelince. Beklediğimden çok daha iyi gidiyorlar. Bunda Mustafa Sarp'ın ön alandaki üstün performansı da çok etkili çünkü Zan'a da Servet'e de oyun kurma zorunluluğu binmiyor. Fakat bir diğer önemli noktaysa ikisinin de çok dikkatli ve konsantre olması. Basmaları gereken yerde basıyorlar, kademeye çekilicekleri zaman da pozisyonlarını alıyorlar. Yani Rijkaard ve aslanlar yapılması gereken herşeyi yerinde ve zamanında yapıyor. Oyunun kontrolünü maç boyunca bırakmayan Galatasaray, maçın temposunu kendi ayarladı. En büyük özelliği direnci ve büyük takımlar karşısındaki mücadelesi olan Kayseri, Galatasaray karşısında geri adım attı. Ve sanırım 18 yıllık hayatımda ilk defa hiçbir spor yazarı Galatasaray'ı eleştirmedi. Medyada çıkan yazıların tamamı iyiydi. En azından benim takip edebildiklerim öyleydi. Bu takım çok güzel işler başarabilir. Neskeens'in ılımlı yaklaşımı, Rijkaard'ın otoritesi ve oyun görüşüyle sanırım çok güzel bir dönem başladı Galatasaray için. Kadro çok sağlam ve oyuncular uyumlu. Ayrıca bu kadro genişliğinde formayı kapmak için epey bi mücadele olacaktır. Genç oyuncular ve formdan düşmek üzere olan eskiler için eşsiz bir fırsat. Hadi bakalım aslanlarım, gösterin kendinizi.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails