Hazır güzel güzel dünya gözüyle aylar sonra Serie A maçı izlemişken (internetten peşindeyiz her yerde; stream güzel ama bi televizyon değil! :) pür dikkat izledim. Yazmanın vakti geldi. Derbi merbi derken nerdeyse kaçırıyordum Inter – Sampdoria maçını ama yetiştim.
Inter’ın Mourinho’dan sonraki hali, haliyle biraz içler acısı gibi kalıyor. Hiçbir zaman ısınamamışımdır Rafa Benitez’e de Inter’e de. O yüzden bu durumdan rahatsız olduğumu söyleyemeyeceğim. Ama bir adam aldılar ki artık Inter maçlarını sektirmeden izleme sebebimdir kendisi; Coutinho.
Neyse maça dönelim. Maç boyunca Inter oynadı, Sampdoria attı’ya yakın bir durum vardı. Ama Sampdoria’nın Cambiasso’nun yerini aldığı, Coutinho’nun geldiği gibi oynamaya başladığı ve Eto’o’nun da durdurulamaz bir forma girdiği bir Inter’e karşı da zaten oynamaktan evvel oynatmamak gibi bir taktiği olabilirdi.
Maçın neredeyse tamamını Inter götürdü. Atamayana attılar gerçi ama golü yemekten de kurutlamadılar.
Milito hala daha sakat. Ama dediğim gibi, Cambiasso döndü. Rafa tam da olması gerektiği gibi bir kadroyla çıktı, Coutinho solda Biabiany sağda, ortada Cambiasso ve önünde Sneijder gibi.
Sampdoria ise geçtiğimiz sezonlardan farksız bir şekilde, 4-4-2 görünümlü hücum hattı ama savunmada 4-4-1-1’e evrilen bir stratejiyle çıktı gözlemlediğim kadarıyla. Böylece stoperlerin önünde altı kişilik bir ekstra savunma hattı oluşturmuş oldular. Ki Coutinho gibi delici, Biabiany gibi yıpratıcı ve Eto’o gibi de durdurulamaz bir makinaya karşı oynuyorsanız, puan almak için yapmanız gereken de budur çoğu zaman.
Volta ve Gastaldello stoperdeydi. Orta alanın gerisinde, stoperlerin önünde ise benim yıllardır zevkle izlediğim Palombo. Ronaldinho’sundan Robinho’suna kadar Fanatik’in adını yazmadığı üst düzey (dönemlerindeki performansları tartışılsa da) oyuncu kalmamışken Palombo gibi, Gargano gibi yıllardır Serie A’da ortasaha görevini muazzam bir istikrar ve üst düzey denebilecek bir performansla gerçekleştiren isimlerin söylentisinin dahi çıkmamasına çıldırıyorum.
Yıllardır ilk defa bi Ledesma’nın ciddi şekilde lafı döndü, o kadar.
Neyse maça dönelim. Palombo yine sistemin merkezindeydi Tissone’yle birlikte. Sampdoria’nın savunma temelli anlayışının bel kemiğiydiler. Koman ve Guberti de bu ikiliye yakın kalarak merkezde Sneijder’in aktifliğini sindirmeye, ona boşluk bırakmamaya uğraşırken Coutinho’nun deliciliğine de çare olmaya çalıştılar.
Sneijder boşluklar bulmadı mı, buldu. Fakat Sampdoria orta alanı o kadar kalabalık ve dengeli bir şekilde tuttu ki, birşeyler yaratacak vakti kalmadı resmen Sneijder’in.
Özellikle Guberti, Biabiany’nin kanadında zaman zaman beke inerek savunmayı beşledi ve kanat aksiyonlarını kesmeye çalıştı Inter’in. Tabii Maicon gibi biri varken Biabiany’nin arkasında, Maicon’un önünü açacak şekilde bek mevkiine gömülmek Sampdoria’ya pahalıya patlayabilirdi ama göbekte Sneijder o kadar iyi marke edilmişti ki, Inter bekleri alan bulmalarına rağmen istedikleri topları alamadılar.
Ayrıca Cassano’yla ilgili birkaç gözlemim de oldu. Pazzini’nin arkasında dolanan bir pozisyondaydı. Bu da Lucio, Cambiasso ve Samuel üçlüsünün göbekteki işini kolaylaştırdı. Ve fakat, Cassano sonradan sola kaydı. Burda işte Milan’a sıkıntı yarattı. Maicon’un bölgesinden içeriye kat etti. Pazzini’ye elle tutulur pozisyonlar hazırlamasa da Maicon ileriye çıkmadan evvel ikinci kez düşünmeye başladı ve Lucio da Maicon’un kademesine kaymaya zorlandı. Böyle olunca Inter’in savunma kademeleri arasındaki mesafe açılmış oldu.
Ama Sampdoria o kadar gömülü oynadı ki. Savunma zaten gerideydi, orta alanda Palombo ve Tissone de çok gerideydi. Guberti ve Koman da sıkça beklere ve göbeğe defansif yardımda bulundu. Çok fazla top kapmalarına rağmen hücumla bağlantıyı sağlayamadılar. O kadar uzun olunca takımın boyu, bu kaçınılmazdı.
İyi savundular. Ama Eto’o’ya ve Coutinho’ya çare olamadılar. Sampdoria’nın golü kapılan bir top sonrası geldi evet, ama top orta alandaki savunmayla değil, Chivu’nun üzerine çöken Cassano’nun çabasıyla geldi.
Coutinho ise birbirine çok yakın oynayan Sampdoria defansını açıktan kat ederek kademeleşmeye, aralarının açılmasına sebep oldu. Bu da Eto’o’ya golü hazırlamasını sağladı. Muhteşem gidiyor Coutinho. Inter’de olması üzücü olsa da başına bi iş gelmesin de bol bol izleyelim.
Inter’de ise dramatik değişiklikler yoktu. Yani Coutinho’nun oyunu haricinde kayda değer bir şey yapmadı Inter oyun anlamında. O yüzden bu kadar Sampdoria temelli oldu yazı. Zira İtalya’nın sevdiğim yanı da bu. Defansif anlamda ders niteliğindeki pozisyon almalar, stratejiler, taktikler.
Inter’in kadrosu açık ara yetersiz. Milito’nun acilen dönmesi, Pandev’in geldiği ilk zamanlardaki formunu yakalaması falan lazım. Savunmada sıkıntı yok ama Sneijder’in kilitlendiği durumlarda beklerden gelen kanat aksiyonları da ciddi şekilde sıkıntıya giriyor.
Zira orta alandan bekleri besleyecek adamın topu aldıktan sonra birşeyler yaratacak zamanı kalmıyor. En azından Sampdoria bunu çok güzel başardı. O yüzden Cambiasso’nun zaman zaman daha da ileriye çıkması, açıkta oynayanların orta alana yaklaşarak Sneijder’e pas alternatifi sunup ona hareket alanı açması lazım.
Rafa’yla çok gitmez bu iş. Gider bir yere kadar da, ne şekilde gider. Hoş Moratti açar keseyi devre arası. Milan bu kadar coşmuşken fazla gelemez arkada kalmaya para dökme anlamında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder